Yüksel FIRAT
BELEDİYE SEÇİMLERİNE, KENTİ SAVUNMANIN ÖRGÜTLENMESİ OLARAK, HAZIRLANMALI
Kartal, Maltepe, Pendik Dayanışma olarak bu ilçelerden kenti savunmayı esas alan ve bu alanda mücadele içerisinde olan kanaat önderleri ile panel/söyleşi geçekleştirildi.
Ali Aluç’un açılış konuşması ve İbrahim Doğan ile Yasemin Tiryaki tarafından oluşturulan divanın kolaylaştırıcılığıyla etkinlik başladı.Etkinlik zengin bir katılım çeşitliliğine sahipti.
Kartal Belediye Başkanlığı Aday Adayı Hüsnü Süslü,
Maltepe Belediyesi Başkanlığı Aday Adayı ve Meclis Üyesi Hasan Gökkaya,
Kartal Hukukçular Derneği Başkanı Türkan Kurtulmaz,
Eski İBB ve Kartal Belediyesi Meclis üyesi ve CHP Kartal Belediyesi Meclis Üyesi Aday Adayı İbrahim Doğan,
CHP Kartal Belediyesi Meclis Üyesi Aday Adayı ve TMMOB Makine Mühendisleri Odası Denetleme Kurulu Üyesi Ali Aluç,
Mahmut Özkan CHP Kartal Belediyesi Meclis Üyesi Aday Adayı,
Emek Partisi İl Yönetici Cemal Çoban,
HDP Yöneticilerinden Erdoğan Aktaş,
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Yöneticisi Şahin Yılmaz
Emek Partisi İlçe Yöneticisi Yüksel Fırat ve daha birçok kanaat önderi etkinliğe katıldı.
Ali Aluç açılış konuşmasında dayanışmanın önemine ve dayanışmayla kenti savunmaya özel vurgularda bulundu.
İbrahim Doğan slayt gösterimi ile desteklenen konuşmasında Teke lArazisi, Çimento Fabrikası Arazisi, Kartal Şehir Parkı, Orhan Tepe Mahallesinde bulunan Dolgu ve SİT alanı, Yakacık Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi Arazisi,Hürriyet Mahallesi Mezarlığı, Maltepe Karayolları Arazisi, başta olmak üzere tüm bu arazilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle ve Belediye Yönetimlerinin açık gizli destekleriyle nasıl talan edildiğini anlattı. İbrahim Doğan artık geldiğimiz aşamada “ Kenti, kenti yönetenlerden korumak zorundayız”dedi.
Şahin Yılmaz, Sorunların iki temel noktası var: “6306 dediğimiz Kentsel Dönüşüm Yasasıdır. Diğer bir 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu’dur.” Bu iki yasaya karşı yeterli bir mücadele verilmediğine dikkat çekerek sorunun önemine dikkat çekti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu iki yasanın verdiği olanaklarla kentleri yağmaladığına işaret etti.
Hüsnü Süslü, bu iki yasaya karşı bir ok önerge verildiğini belirti.Ve buna karşı durmaya devam edeceğiz dedi. “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kentlere karışmasına karşıyız. Bakanlık esas olarak Recep Tayip Erdoğan’ın Bakanlığı haline gelmiştir. Bin metrekare üstündeki her yer ona soruluyor.Ayrıca şunu söyleyeyim; Ben suçluları koruyamam. Yerel Yönetimler tüm bu yapılara itiraz etmelidir. Mahkeme yolu açıktır. Hüsnü Süslü devamında, Ben Kartal çocuğuyum Tekel Arazisi eyleminde de vardım. Yukarıdakine asla geçit vermeyeceksin. Sahilde gökdelene karşıyım. Dikey yapılanmaya karşıyım” dedi.
Hasan Gökkaya:” kente suçlarına karşı şu ana kadar 22 dava açtım. Gülsuyu Cem Evi Karşısında üç mahallenin deprem toplanma alanı olan 50 bin metrekare inşaat alan için Çevre ve Şehircilik Bakanlığından özel imar çıkartılmış. Burayı da mahkemeye verdik.Mahkeme devam Kartal’da olduğu gibi burada da bizim Belediyemiz bize karşı davaya dahil olmak için mahkemeye başvurdu. Neyse ki duyarlı bir hakime denk gelinmiş ki hakim bunu reddetmiş.
Büyük tekeller karşısında halkın gücünü desteğini almadan dik durmanın mümkün olmayacağına dikkat çekerek. “ İlkeli, namuslu dürüst insanların bedeli göze alarak ve halkın desteğini örgütleyerek yürümeli ki dik durabilsin.”
Yüksel Fırat, yaptığı konuşmada “ Öncelikle şunu belirteyim yerel yönetim seçimleri diye adlandırılan bir seçim sürecindeyiz. Ancak İlçenin atanmış Kaymakamlık tarafından yönetildiği koşullarda bunu Belediye seçimleri olarak adlandırmak daha doğru olacaktır. Nasıl adlandırırsak adlandıralım bugün esasa sorun kenti savunmaktır. Kentler bizim olana kadar kenti savunmak en temel görevdir. Çünkü içinde yaşadığımız toplumsal sistem kapitalizmdir. Dolayısıyla toprağın alınıp satıldığı bir sistem içerisindeyiz. Üstelik tekellerin hakim olduğu bir aşamada bulunuyoruz. Toprak alınıp satılıyorsa ve tekellerin hakimiyeti altında ise kentlerimizde tüm bu talanlarla ve sonuçlarıyla karşı karşıya kalmamız kaçınılmazdır. Dolayısıyla bugün kente sahip çıkmanın tek bir koşulu vardır; o da kenti savunmaktır.
“Belediye başkanı ve meclis üyesi adayları ben kenti savunacağım diyerek kendilerini ortaya koymalıdırlar. Ancak bu yetmez kent halkı sendikalarında, odalarında, derneklerinde örgütlü olarak ve bu örgütlülük üzerinden kenti savunmayı esas almalıdırlar. Belediye seçim sürecini bu örgütlülüğün yaratılması süreci olarak ele almalı ve örgütlenmeliyiz.Tartışmalarımızın odak noktası kimin aday olacağı değil, kenti nasıl savunacağımız olmalıdır.
Türkan Kutulmaz “ Hepimiz elimizi taşın altına koymazsak kendi özel yaşamımızı dahi yaşayamaz hale gelmekteyiz. Hal böyle olunca çok yoğun olmama rağmen demokratik kitle örgütü olan Kartal Hukukçular Derneği Başkanlığını üstlenerek kenti savunmaya çalışmaktayım. Esas olarak kenti savunmak ortak alanımızı birlikte örgütlemek, demokrasiyi örgütlemek ve ortak bağıntılarla yaşam kalitemizi yükseltmektir. Yani ihtiyaca uygunluk olarak herkesin ihtiyacının karşılandığı bir anlayışa sahip olmalıyız. Örneğin yaşlı bir teyzenin mahallede oturacağı bir banka mı ihtiyacı var? İşte bunu karşılamayı esas almalıyız.
“ Mahkemeler bir sonuçtur. Biz esas olarak nedenlerle mücadele etmeliyiz. Ayrıca Belediyeler kamu yararını gözetmek zorundadır. Bunu yapmadığı her durumda görevini kötüye kullanmaktadır. Bunu karşısında bizler mahkeme yolu da dahil olmak üzere her türlü demokratik baskı hakkımızı kullanmalıyız. Kentlerimizi insanları yalıtan ve insan sağlığına aykırı dikey yapıların yapılmasına izin vermemeliyiz. Kentin ve modern yaşamın kimliği olan kent meydanlarına sahip çıkmalıyız. Hukukçular olarak kent savunması için elimizde geleni yapacağız.”
Erdoğan Aktaş, Siyasetçilerin kenti rant haline getirmektedir. Sadece kıt olanaklar olan arsaları değil örneğin Belediye İştiraklerine kendi yandaşlarını alarak buraları dahi rant haline getirmektedir. Sadece bumu? Örneğin ihaleler de aynı amaçla kullanılmaktadır.
“Paranın girdiği yere kirlilik de girer. Bundan dolayı halkın örgütlülüğü ile söz ve denetim hakkı kullanılmadığı taktirde siyasetçilerin kirlenmesi kaçınılmazdır.”
Tüm katılımcılar bu toplantıların devam etmesine ilişkin temennileriyle etkinlik sona erdi.