Salı, Mart 19, 2024
Ana SayfaKARTAL' A DEĞER KATANLARKARTAL'A DEĞER KATANLAR: KAMBER DEĞİRMENCİ

KARTAL’A DEĞER KATANLAR: KAMBER DEĞİRMENCİ

Kartal’lı aydın-sanatçı Kamber Değirmenci, 1956 yılında Kayseri İli, Sarız ilçesine bağlı Çağşak Köyünde dünyaya geldi.

 
Röportaj: Yüksel FIRAT
İlkokulu Sarız ilçesinde kendi hayvanlarına çobanlık yapıp, kışın damda biriken karı küreyerek ve bağda bahçede kedi ve köpekleriyle oynayarak bitirdi Değirmenci.
Emekçi anne babanın oniki çocuğundan biri olan Değirmenci anne ve babasının yaşamlarını “Babamı 70 yaşına kadar sabah beşten sonra uyurken görmedim, zaten annemi görmem mümkün olamazdı. Yemekti, ekmek pişirmekti, çamaşır yıkamaktı ve ardından ahırda inek sağmak, süpürmek, kışsa yemlemek vb. işleri yapmak zorundayken dedemin misafirleriyle ilgilenmek gibi asli görevleri vardı. Kısaca annem, Nazım Hikmet’in deyişiyle  “sofradaki yeri öküzümüzden sonraya geliyordu. Okuma yazmaları da yoktu. Babam da böylece annemden ayrıcalıklı durumda değildi.” Diyerek anlatıyor. Değirmenci, 1974 yılında mezun olup öğretmen olarak atandı ve eşim halen çalışa öğretmen.

Sanatın, kültürün bu ülkede adı varsa Köy Enstitülülerin imzasını taşır.

O dönem bütün yoksul, emekçi çocuklarının en büyük hayalinin okulu yatılı okuyup, devlet kapısına öğretmen, maliyeci, veteriner, sağlıkçı vb. kapağı atmak olduğunu söyleyen Değirmenci, girdiği sınavı kazanarak, eski Köy Enstitüsünden kalma Mimar Sinan İlk Öğretmen Okulu’nda öğrenim hayatına devam etmiştir. Köy enstitüsünün tüm binalarını kendilerinin yaptığına dikkat çeken Değirmenci:  “Resim Atölyesi, Müzik salonu, İş Atölyesi, binlerce kitabın olduğu kütüphanesi ve tarım Uygulama Bahçesi, harita odaları, binbeşyüz kişiyi alan sinema solonu, futbol- voleybol ve basket sahalarıyla eğitimin verildiği, “bu günkü çoğu uydurma üniversitelere taş çıkartan okuldu. Onları kuran, yaratan Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’u, yakın arkadaşlarını her zaman saygıyla anıyorum.” Aydınlanmanın ve ilerici birikimin kaynağının o dönemin ürünleri olduğuna değinen Değirmenci, sanatın ve kültürün bu ülkede adı varsa Köy Enstitülülerin imzasını taşıdığını belirtiyor.
Böylesi okullarda okuyup yazı, resim, şiir üretilmez mi? İlk şiiri okuldaki bir yarışmada dördüncü olmuştu Kartallı sanatçı Kamber Değirmenci’nin. Ve şiirin konusu da Değirmencinin yaşam suyunu aldığı köylü emekçileri anlatıyordu.  Yağlı boya resim yapmaya başladıktan sonra, son sınıfta( 7. Sınıf) okul yemekhane duvarına Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun Anadolu’da kadınlar tablosunu yapan Değirmencinin, duvara astığımızın tablo bıçaklanmıştır.

Gerekçe ise,  Moskova’da  bir heykelin resmi olması ve komünist işi olarak tabir edilmesi gibi bilindik şeyler. Bu olayın etkisini uzun süre üzerinden atamayan Kamber Değirmenci, 1974 yılından 2015 yılına kadar bir daha eline resimle ilgili bir şey almadı. Ta ki emekli olup, o çirkin saldırının üzerine çizgi atana dek.
Değirmenci: “Okulun ve öğretmenlerin insan gelişimi üzerinde etkisi büyüktür. Kaybettiğimiz öğretmenleri saygıyla anarken halen yaşayan, telefonla görüştüğüm müzik öğretmenim Fuat Niksarlı ’ya buradan kucaklar dolusu saygı ve sevilerimi sunuyorum. Onların bize katkısı unutulamaz.”
İlk çocukluk ve öğrencilik yılları, ülkenin ve dünyanın esen rüzgarının etkisindeydi. Dünya 68 rüzgarına tutulmuş, ülkede 68 fırtınası esiyordu. İlk eylemlerinin öğretmenlerimizin TÖS boykotunu desteklemek olduğunu söyleyen Değirmenci, öğretmenlerini yemekhanenin kapısında  birikip alkış tufanına tuttukları günü unutulmaz olarak tanımlıyor. Bir diğer unutamadığı dönem ise 31 Mayıs  Kızıldere’de katledilen Mahir Çayan ve arkadaşlarından Saffet Alp’in cenazesinin geldiği andaki sol kolun parçalanmış dirseğini, göğsündeki ve alnındaki kurşun izlerini…
Kitle örgütlerinde, sendikalarda yer alarak üye, yönetici vb. sorumluluklar alıp emekli oluncaya dek mücadeleyi bu şekilde sürdürdü Değirmenci.

12 Mart ve 12 Eylül darbelerini bütün devrimci, demokratlar gibi darbe yiyerek, 12 yıl meslekten atılama, işsiz kalma, garsonluk, pazarlamacılık vb. ultra meslekler edinerek yaşamaya çalışıp sanat içinde biriktirip, tekrar öğretmenliğe döndükten sonra sanat faaliyetini emekli olunca esas işi haline getirdi Kamber Değirmenci.

Elbete sanatçı yaşamak için kazanmalı ancak asla kazanmak ve para sahibi olmak için sanat yapmamalı.

Kazanmak ve para sahibi olmak için sanatla uğraşmadığını söyleyen şair ressam Değirmenci;
”Elbette sanatçı yaşamak için kazanmalı ancak asla kazanmak ve para sahibi olmak için sanat yapmamalı. Sanat kavrayışımın düsturu budur. Yaşamlarını eşiyle beraber emekli maaşlarıyla sürdüren Değirmenci, şu ana kadar bir ödül almamıştır. Ödüllü yarışmaların ilgisini çekmediğini söyleyen Kartallı şair-ressam Değirmenci, sanat çevreleriyle ilişkilerinin dostça, rekabete karşı dayanışmayı savunan her kurum ve kişiyle olduğunu da ekliyor. İlçemiz Kartal’daki sanat merkezleri, kimi kurslar, atölyelere giden Değirmenci, Demokrasi kaygısı olan, halkçı ve proleter kültürü savunan her kurum ve kişiyle dayanışma ve birliktelik içinde olduğunu-olacağını söylemekte.
“Kartal’a 2002 yılında öğretmen olarak atanma sonucu geldim. Kartal bir emekçi ilçesi. O açıdan uyum sorunu yaşamadık. Sergilerimiz, çalışmalarımız genelde Kartal ilçemizde olur. Kültürel etkinliklerde belediyenin olanaklarından zaman zaman yararlanıyoruz.”
Kent kültürü birazda sistem sorunudur.
“Kent kültürü birazda sistem sorunudur. Tam da bu konuda bir geçiş toplumu olduğumuz için kent kültürü en metropol kentlerimizde bile tam gelişmiyor, geliştirilmiyor. Aksine olanı bozuşturularak, kimilerince post-modern tarzda, ne idiğü belirsiz, beton lobilerinin insafına terk edilmiş, arabesk bir curcunaya dönüşüyor. Basit bir örnek, kentler meydanları ve parklarıyla, müzeleri ve tarihi eserleriyle, kültür merkezleri ve sanat kurumlarıyla kent olurken bizde meydanlar, parklar AVM oluyor, kültür merkezleri, sanat kurumları kapanıyor vb.”
Kartal Belediyesi gücü oranında kültür ve sanat çalışmalarına kucak açmaya çalışıyor. Sanatçıları sahiplenme, çalışmalarına katkı sunma örnekleri var. Ancak kent kültürü dediğimiz gibi hem sistem hem de iktidar sorunudur ve sadece Kartal Belediyesi’nin altından kalkacağı bir durum değildir. Uygar ilişkilerin gelişmesi ve kurumlaşma için mücadele edebilir, edilmelidir.

Sanat ve kültür çalışmaları içselleşip, yoğunlaştığında zaman unutulur. Zamanın dışında renklerle, çizgilerle, ışıkla dans edilirken zaman yoktur. Yemek unutulur, çay soğur, tiryakiyseniz sigara içilmeden söner. Ancak korona kişisel resim çalışmalarıma bir darbe daha vurdu. Akciğer nodüllerimle risk grubunda olduğum için dışarıya, atölyelere gidemiyorum. Evde de koşullar uygun değil, resim için yeniden beklemeye girdim. Bu koşullarda sanat ve kültür çabası gösteren, emek veren bütün kurum ve kişilere yürekten teşekkürler
Bir yürekten teşekkür de size. Reklam kapıp para kazanma, havuzlarda yüzme varken kültür, sanat derdine düşme, ona yer verme, emekçi kaygısı gütme, demokrasi mücadelesinde yer alma saygınlığı için bir kez daha teşekkürler KARTAL’IN SESİ.

Eserleri:


İlk Şiir Kitabı, 2018 yılında Cinius Yayınlarda çıkan “Ağıtlarla Yanar Çocuklar”
İkinci şiir kitabı yine Cinius yayınlarından “ Hilesiz hurdasız Çırılçıplak Gülüşler” adıyla 2020 Mart’ında çıktı. Tanıtımını yapamadan korona saldırısına kurban gitti.

“Şiir politik” bloğunda zaman zaman şiirler yayınlamaktayım.
17 sanatçının yer aldığı bir şiir antolojisinde bir şiirimle daha sonra ağırlıklı olarak Türkiye,  Yunanistan, Danimarka ,İsveç ve Kıbrıs’tan yetmiş iki şair ve sanatçının yer aldığı Türkçe, Yunanca ve İngilizce yayınlanan bir başka şiir antolojisinde de “Hilesiz Hurdasız Çırılçıplak Gülüşler” şiirimle yer aldım.
Resim maceram da öğrenciyken başlamıştı ancak kırk üç yıllık moladan sonra yeniden başladı.

Emekli olunca koşulları yaratınca yağlı boya, karakalem, kuru boya çalışmaları yaptım. Ortak sergilere, kişisel sergiler eklendi. Ardından ulusal ve uluslararası (şimdilik bir kez Kosova’da) sergilere katıldım.
 
 

Kartalin Sesi
Kartalin Sesi
Kartal'ın Sesi Gazetesi yazarı
İLGİLİ HABERLER

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -

En çok okunanlar

Son Yorumlar

Zehra Sayar on Yılbaşı
Deniz Özlem Er on Yılbaşı