“Sessiz Şiddet”
Yüksel Fırat
Yazarlarımız düşün insanlarımız toplumsal gelişmeye bağlı olarak yeni kavramlar ve kategoriler geliştirmeye çalışırlar. Ancak bu değerli çabaları her zaman toplumsal gerçekliğin açıklanmasına denk düşmeyebilir. Yazar Serra Taşköprü’nün eserleri ve “Sesiz Şiddet” kavramı ise tam da bu noktada özgün ve özel bir yer tutmaktadır.
2. Kartal Kitap Fuarı’nda avukat, yazar Serra Taşköprü ve 3 kitapla tanışmamız yeni ufukları ve mücadele alanlarını beraberinde getirdi.
Serra Taşköprü,
“Hesaplanmış Sessiz Manipülasyon Yoluyla İşlenen Suçlar Ve Yasal Boyut”,
“Sessiz Aşk Terapisi”,
“Sessiz Şiddet”
adlı kitapları ile toplumsal yaşama ve canlı doğaya “Sessiz Şiddet” olarak adlandırdığı yeni bir kavramı sokmaktadır. Bilimin, insan ve canlı yaşamının bilimi haline gelmesi de zaten bu çabaların ürünü olabilir.
Fikirler, tasavvurlar ve bilincin üretimi yani insanlar arasındaki zihinsel ve duygusal ilişkiler, insanların maddi yaşamlarının dolaysız ürünüdür. “Sessizlik” insan yaşamı kadar eskidir. Ancak günümüz toplumsal ilişkilerinde yeni bir kavramsal boyut kazanmaktadır.
Biz insanlar üretici güçlerin belirli bir gelişme düzeyinde bu düzeye denk düşen bir yaşam sürdürürüz. Bilincimiz bu aktif yaşam içinde biz bilinçli insanların bilinci olarak gelişir. Bugünkü yaşam sürecimizin maddi gerçekliği “sessizliği” pasif bir davranış biçimi olmaktan çıkarıp manipülasyon ile suç kategorisini sokmaktadır.
Serra Taşköprü; “ Sessizlik yanıltıcıdır, kışkırtıcıdır. Manipülasyon amacı güdülmediğinde de sessizliğe maruz kalanı yönlendirebilen pasif bir davranış kalıbıdır. Sessizlik kasten yani bir manipülasyon aracı olarak kullanıldığında tehlike artmakta ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.”
Taşköprü bu olumsuz sonuçları bilimsel bir anket çalışmasıyla yaşamın tüm alanlarında topladığı verilerle de ortaya koymaktadır.
Maddi yaşamımızın ürünü olan kavramlar fiili yaşamsızın ardından gelmektedirler. “Sessiz Şiddet” fiili yaşamımız içinde sürekli olarak uyguladığımız ya da maruz kaldığımız bir durumdur.
Serra Taşköprü bir avukat olarak olayın yasal boyutuna özel bir dikkat göstermektedir. Bundan dolayı da 1. Kitapta” Hesaplanmış Sessiz Manipülasyon Yoluyla İşlenen Suçlar Ve Yasal Boyut” olarak sürecin ve suç kavramının yeniden tanımlanması gerektiğini ileri sürmektedir. Çünkü belirttiği üzere “ Ülkemizde psikolojik yanı duygusal istismar maalesef ki suç olarak tanımlanmamıştır.”
Sessizliğin “Sessiz Şiddet” olarak toplumsal yaşamın ahlakına, kültürüne, ideolojisine vb. yerleştiğine göre konu tüm toplum bilim disiplinlerinin ilgi alanına girmektedir. Patron-işçi ilişkilerinde, doktor-hasta ilişkilerinde, öğretmen öğrenci ilişkilerinde, aile ilişkilerinde vb. Yaşamın tüm alanları “sessizliği” artık bir şiddet aracına dönüştürebilmektedir. Buna karşı mücadele büyük bir önem taşımaktadır.
Ancak toplumun fiili yaşamında ortaya çıkan kavramların toplumun ve bireylerin yaşamında bilinçle kavranıp içselleşmesi zor ve uzun bir süreçtir.
Yazar Serra Taşköprü’nün bu zoru başarmak için harcadığı çabaya katkı sunabilmek için Kartal’ın Sesi gazetesi bu süreçte aktif bir tutum alacaktır.
Başta Serra Taşköprü’ye ayırdığımız köşede sorunun tüm yönleriyle tartışılmasına ve kavranmasına katkı sunacağız. Ancak bununla yetinmeyecek tüm platformlarda konun bilimsel olarak ele alınması için çabaya harcayacağız.
Avukat Serra Taşköprü’ye bu zorlu mücadelede kolaylıklar diliyoruz; Hoş geldiniz!