Türk Harb-İş Sendikası İstanbul Şubesi üyesi işçiler Kartal Meydanına savunma sanayi çalışanlarının mağduriyetini anlatmak için çadır kurdular. Türk Harb İş Sendikası İstanbul Şubesi Başkanı Murat Yalçınkaya “Bizler de dedik ki müzakereyle çözemiyorsak, mücadeleyle çözelim.”
Türk Harb İş Sendikası İstanbul Şubesi Başkanı Murat Yalçınkaya ve işçiler, süreci ve sorunları gazetemize değerlendirdiler.
Murat Yalçınkaya, “Şöyle, uzun süredir devam eden bir toplu iş sözleşmemiz var, yaklaşık 90 gün süren bir süreç içerisindeki – ki buna arabuluculuk da dahil olmak üzere – maalesef bir çözüme ulaştıramadık. Kamu çerçeve protokolünde de 27 Şubat’ta teklif vermemize rağmen bugüne kadar Çalışma Bakanlığı tarafından 112 gün sonra bir rakam açıklandı. Ki bu rakamı da bizim kabul etmemiz mümkün değil.
Dolayısıyla, %70 gibi bir kaybımızın olduğu bir ortamda %16 zamla geldiler. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Savunma sanayi çalışanı olarak da, Türkiye’de şu anda iş kolu bakımından ülkeye, milli güvenliğe en çok katkı sağlayan bir iş kolundan bahsediyoruz.
Bu ülkenin savaş gemilerini, denizaltılarını, uçaklarını, tanklarını – yani Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanmış olduğu her türlü araç ve gereci inşa edenlerden bahsediyoruz. Almış oldukları ücret, maalesef ki asgari ücretin bir tık üzerinde. Bunu müzakere yoluyla maalesef bugüne kadar çözemedik.
Bizler de dedik ki müzakereyle çözemiyorsak, mücadeleyle çözelim. Türk-İş bünyesinde, Türk-İş’e bağlı sendikalarla birlik olarak ortak karar aldık. Bununla ilgili Türkiye’de genel anlamda bir eylemsellik süreci başlattık.
Bu eylemlerden biri Ankara’da yöneticilerin katılımıyla yapılan eylem – Maliye Bakanlığı önünde. Devamında da bugün de işyerlerimize geç girerek basın açıklamalarıyla bunu destekledik. Ve devamında da Türk Harbiş Sendikası olarak da savunma sanayi çalışanlarının mağduriyetini anlatmak için de çadır kurduk. Kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz.
Yani bugün inşa ettiklerimize baktığımızda, aldığımız ücrette bir dengesizlik var. Dediğimiz gibi, asgari ücretin bir tık üzeri, yoksulluk sınırının yarısı gibi bir ücretle – 39.000 lirayla – şu anda savaş gemileri inşa ediyoruz. Türkiye’nin ilk milli savaş gemileri, uçak gemileri, fırkateynlerini inşa ediyoruz.
Dolayısıyla bir mağduriyet var. Piyasada da bizlerle aynı işleri yapanlara baktığımızda, onların neredeyse 2 kat, 2,5 kat ücret aldığını görüyoruz. Biz kimseden sadaka istemiyoruz. Bizim istediğimiz tek şey şu: Hak ettiğimiz neyse, onu versinler bize.
Dolayısıyla bununla ilgili kamuoyuna, genel bilgilendirme amaçlı bu çadırı kurduk. Tabii burada çadırı kurmamızın temelinde bir: kamuoyunu bilgilendirmek, ikincisi de örgütleme amaçlı. Yani bugün savunma sanayinde, sendikamıza bağlı işletmelerde çalışan arkadaşlarımızı bu konularla ilgili bilgilendirmek, örgütlemek ve mücadelede hak ettiğimiz, talep ettiğimiz şeyleri alabilmektir.
Evinin kirasını ödeyemeyenlerin, çocuğunun cebine harçlık koyamayanların mücadelesi diyen işçi ise;” Ekmeğimiz için bu alanlardayız, bu meydanlardayız. Hakkımız olanı alana kadar da bu meydanlardan, bu alanlardan çıkmayacağız. Eyvallah. Bu mücadele hepimizin mücadelesi. Bu mücadele geçinemeyenlerin, evinin kirasını ödeyemeyenlerin, çocuğunun cebine harçlık koyamayanların mücadelesi.
Buradan da tüm arkadaşlarıma, çalışan arkadaşlarıma, savunma sanayinde çalışan arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Hepsini davet ediyorum buraya. Çadırımız burada. Unutmasınlar şunu: onlar yoksa bir kişi eksiğiz” dedi.
Çadırı emekleri için kurduklarını söyleyen işçi ise; “Arkamda gördüğünüz çadır arkadaşlar, bu bizim emek çadırımız. Biz bu çadırları depremde kurduk. Ama hayır, bugün de emeğimiz için kuruyoruz. Ne yazık ki depremde kurulması gereken çadırlar insanların yaşam ihtiyaçları içindi. Bugün de ekmeğimiz için, mücadelemiz için bu çadırların altında birleştik.
Kamuoyu oluşturmak için, bugüne kadar Türkiye’nin en büyük ihracatını savunma sanayinde yapmış bir tersanede çalışıyoruz. Ama aldığımız maaşlar bizi gerçekten çok geriye götürdü. Geçinemiyoruz.
Geçinemediğimizi her türlü ortamda anlatıyoruz. Bunu artık kamuoyunun da duymasını istiyoruz. Halkımız da duysun diye şehrimizin, ilçemizin en işlek meydanlarından biri olan Kartal Meydanı’na çadırımızı kurduk.
Bu serzenişimizi halkımız da görsün istiyoruz. Bizi duymayanların da duymasını istiyoruz. Çok şey de istemiyoruz. Hakkımız olanı verin. Özel sektörde bu sektörde ne maaş alınıyorsa, o maaşların verilmesi bile artık bazı arkadaşlar için tatminkâr bir maaş olmaya başladı.
Gerçekten zor durumdayız. Buradan bizimle ilgilenen, bizi yönetenlere sesleniyoruz: Lütfen bu zor durumumuzla ilgili müdahil olun, dikkate alın.”
Kamu Çerçeve Protokolü’nün pazarlıksız kabul edilmeli diyen işçi ise; “Biz Kamu Çerçeve Protokolün’ün pazarlıksız kabul edilmesi taraftarıyız. Çünkü maaşlarımız çok eridi. Pandemi, 2019’dan beri aldığımız maaşlarımız asgari ücretin bir tık üstünde kaldı.
Ve bununla ilgili gerek eylemler, gerek medyada çıkan haberlerde insanlar kamu işçisinin çok yüksek maaş aldığını söylüyor. Ama öyle değil. Bu gerçekleri de bizi yönetenlerin duyması ve bu konuda bize bir şeyler yapmalarını bekliyoruz.”