CHP İl Başkanı Çelik: “Yerel basının sorunlarını ele almak ve çözüm önerileri geliştirmek için bir çalıştay yapılmasını öneriyorum. Bu çalıştaya yerel basın temsilcileri, dernek başkanları ve CHP’nin ilgili birimlerinin temsilcileri katılabilir. Çalıştay sonucunda hazırlanan raporu, TBMM’de gündeme getireceğiz ve çözüm için mücadele edeceğiz.”
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında İstanbul’un yerel basın emekçilerini Zeytinburnu Çırpıcı Sosyal Tesislerinde ağırladı. Çelik, konuşmasında gazetecilerin önemine vurgu yaparak, yerel basının güçlendirilmesi için bir çalıştay yapılması önerisinde bulundu.
İstanbul’un 39 ilçesinden yerel medya temsilcilerinin yoğun katılımı ile gerçekleşen toplantıya, CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Hasan Tozkoparan, CHP İstanbul İl Başkan Yrd. Kemal Ercan, CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Erdem Kara, Gazeteci dernekleri ve CHP Başakşehir Belediye Başkan Adayı Mesut Öksüz katıldı.
“Anıları önünde saygıyla eğiliyorum”
Çelik, konuşmasına “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle sizlerle bir arada olmaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum” diyerek başladı. Gazetecilerin, toplumda önemli bir işleve sahip olduğunu belirterek;
“Gazeteciler, topluma doğru ve tarafsız bilgi vermekle görevlidir. Onlar, halkın haber alma hakkını korumak için mücadele eder. Bu nedenle gazeteciler, demokrasinin olmazsa olmaz unsurlarından biridir.” dedi.
Çelik, Gazetecilerin baskı ve sansüre maruz kaldığını belirterek;
“10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün anlamı çok büyük. 1960’lı yıllarda gazeteciler çok büyük bir mücadele ortaya koydular ve bu uzun mücadelenin sonucunda 212 sayılı yasa kabul edildi. Ancak medya patronları bu yasanın kabul edilmemesi için çok çeşitli girişimlerde bulundular. Hatta gazetelerin basılmaması için boykot eylemleri gerçekleştirildi. Ancak gazeteciler yılmadı, mücadelelerini sürdürdüler ve yasa kabul edildi. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak da belirlendi. Basın emekçileri o dönemde bir adım bile geri atmadan yasayı yürürlüğe soktular.
Burada, o dönemde o mücadeleye destek veren büyük bir gazeteciyi saygıyla anmak istiyorum. Abdi İpekçi, o dönemde gazetecilerin yanında yer aldı ve bu yasanın çıkması için büyük bir mücadele ortaya koydu. Gazeteci Abdi İpekçi’yi saygıyla anıyorum.
Tabii, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü çok anlamlı ancak Ocak ayının gazeteciler ve gazetecilik açısından ne yazık ki kapkara bir ay olduğunu da biliyoruz. 24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu hain bir saldırı sonucu katledildi. 19 Ocak 2007’de Hrant Dink katledildi ve 8 Ocak 1996 yılında Metin Göktepe işkenceyle katledildi. Anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Onlar bu toplum emekçi ailelerinin çocuklarıydı. Onlar bu ülkenin bu halkın haber alma hakkını savunmak için canlarından oldular. Tekrar anıları önünde saygıyla eğiliyorum.
Ne yazık ki bugün de 90’lı yıllarda çok büyük acılar yaşadık. Çok uzun yıllardır Hatta tarihin neredeyse her döneminde gazeteciler baskıya ve sansüre maruz kalıyor. Ne yazık ki 2024 Türkiye’sinde bugün durum 90’lı yıllardan da 60’lı yıllardan da farklı değil. Bugün halen medyanın yüzde 95’i siyasi iktidarın kontrolünde. Yani bugün Türkiye’deki siyasi iktidar medyanın yüzde 95’ini bir biçimiyle baskı altına alarak, kontrol altına alarak, medya kuruluşları üzerinden toplumu kutuplaştırıyor, toplumu ayrıştırmaya devam ediyor. Ve bunu şu amaçla yapıyor. Medya üzerinden bir biçimiyle toplumu kutuplaştırma çabası giriyor.
“Sorunlarını örtmek için ana akım medya kullanılıyor”
Bugün Türkiye çok ağır koşullar yaşıyor. Bugün Türkiye’de çok ciddi bir ekonomik kriz var. Bugün Türkiye’de çok ciddi bir geçim sıkıntısı var. Bugün Türkiye’nin deprem başta olmak üzere çok önemli problemleri, çok önemli sorunları var. Ancak ne yazık ki medya kanallarının yüzde 95’ine Türkiye’nin ekonomik sorunlarını izleyemiyoruz, okuyamıyoruz. Türkiye’nin kentsel dönüşüm sorunlarını izleyemiyoruz, okuyamıyoruz. Bugün ne yazık ki sadece dış politika ve güvenlik konusunda bir hamaset siyasetiyle medya toplumu yönlendirme çabası içerisine gidiyor ve aynı zamanda bunu sadece ana akım medya yoluyla gerçekleştiriyor, çalışıyorlar.”
Önümüzde kritik bir dönem var. 3 ay sonra bir seçime gidiyoruz. Biz istiyoruz ki yerel seçimin gündemi yerel hizmetler olsun. Biz çıkalım Büyükşehir Belediye Başkanımızın 4,5 yıllık hizmetlerini anlatalım. Büyükşehir Belediye Başkanımızın 4,5 yıllık başarılı belediyecilik uygulamalarını anlatalım. Biz bunları gerçekleştireceğiz. İstanbul’un 4,5 yılda nasıl eşitlikçi bir yönetimle yönetildiğini, nasıl bir adaletli yönetimle yönetildiğini toplumun tüm kesimlerine anlatacağız. Ama şunu biliyoruz ki siyasi rakiplerimiz kontrol ettikleri yüzde 95’lik medya kanallarıyla sosyal medyalara montaj videolarla, sahte broşürlerle yine toplumu ayrıştırmaya devam edecekler.
Yerel basının önemini hepimiz biliyoruz. Yerel basın, milli mücadelenin sesi olmuştur. Cumhuriyet öncesinde baskı ve sansüre maruz kalan yerel basın temsilcileri, bir adım bile geri atmadan cumhuriyete giden yolda çok büyük bir rol oynamışlardır. Bu anlamıyla yerel basın, ülke tarihi açısından çok önemlidir.
Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin kurucu partisidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu parti, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü, bayrağı, inancı ve değerleri için mücadele etmiştir.
CHP, bu ülkede yaşayan 86 milyon yurttaşın barış ve kardeşlik içerisinde yaşaması için çalışmaktadır. Bu nedenle, CHP’yi bölücü örgütlerle ilişkilendirerek toplumu kutuplaştırmak isteyenler, Türkiye’ye ihanet etmektedirler.
“Ekrem İmamoğlu, engellemelere rağmen çalışmaya devam edecektir”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu, 4,5 yılda İstanbul’da çok önemli çalışmalar yaptı. Altyapı ve üstyapı yatırımları, yeşil alan çalışmaları, öğrenci dostu belediyecilik ve çocuk dostu belediyecilik gibi alanlarda önemli adımlar attı.
Ancak, bu çalışmalara rağmen, 2019’dan bu yana Büyükşehir Belediye Başkanımızın bazı projeleri engellenmiştir.
Bazen meclis çoğunluğunu kullanarak, bazen bakanlık yetkilerini kullanarak, bazen de Cumhurbaşkanlığı yetkilerini kullanarak Büyükşehir Belediye Başkanımız’ın hizmetleri engellenmeye çalışılmıştır.
Sefaköy-Beylikdüzü Metro Hattı projesi, bunun en somut örneğidir. Proje hazır, finansmanı hazır, ancak Cumhurbaşkanlığı imzası bir yıldır bekleniyor.
Bu gibi engellemelere rağmen, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz hizmetlerini sürdürmeye devam etmektedir. 2024’te bu engellemelere rağmen İstanbul’u daha adil, daha yeşil ve daha yaratıcı bir şehir haline getireceğiz.
“Basın, yasama, yürütme ve yargının yanında dördüncü kuvvettir. Özgür olmalıdır”
Ancak bugün de demokrasinin tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için yerel basın çok önemlidir. Basın, demokrasilerde yasama, yürütme ve yargının yanında dördüncü kuvvet olarak nitelendirilir. Tabii ki ulusal basının özgür olması lazım, ancak yerel basının da özgür olması lazım, güçlü olması lazım. Yerel basın ne kadar güçlü olursa, ne kadar özgür olursa Türkiye demokrasisine o kadar büyük bir katkı sağlar. Çünkü ulusal kanallarda izlediğimiz, ulusal yayın kuruluşlarından okuduğumuz birçok haberin kaynağının aslında yerel basın olduğunu biliyoruz. Örneğin bir mahalledeki kadın cinayetini, örneğin bir ilçe belediyesinin usulsüzlükle ilgili yolsuzlukla ilgili bazı uygulamalarını yerel basın temsilcilerinin gündeme getirdiğini biliyoruz. Yerel basın, sokakta, mahallede, toplumun birinci öncelikli sesi ve kulağıdır. Bu yönüyle yerel basınımızın güçlendirilmesi çok çok önemlidir.
Tabii biliyoruz ki yerel basının baskılar nedeniyle ciddi mali krizler yaşadığını takip ediyoruz. 6 yıl ilçe başkanlığı yaptığım, il başkanlığından önce İstanbul’un bir ilçesinde orada yerel basın temsilcileri ile sıkı bir ilişki içerisindeydim. Yaşadıkları zorlukları kendilerinden dinledim ve biliyorum. Ekonomik kriz nedeniyle ilan ve reklam gelirlerinin azaldığını, yerel basın temsilcilerinin yine ekonomik sebeplerle nitelikli muhabirlerle çalışamadıklarını biliyorum. Ve gazetecilerin üçte birinin işsizlik nedeniyle ciddi sorunlar yaşadığını biliyorum. Çalışan gazetecilerin çok düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldığını biliyorum. Yapılan haberler nedeniyle bazen yerel yöneticiler tarafından, bazen bürokratlar tarafından baskı altına alındıklarını, hatta saldırıya uğradıklarını, hatta şiddete uğradıklarını biliyorum.
Çelik, yerel basının güçlendirilmesi için bir çalıştay yapılması önerisinde bulundu. Çelik, şunları söyledi:
“Yerel basının sorunlarını ele almak ve çözüm önerileri geliştirmek için bir çalıştay yapılmasını öneriyorum. Bu çalıştaya yerel basın temsilcileri, dernek başkanları ve CHP’nin ilgili birimlerinin temsilcileri katılabilir. Çalıştay sonucunda hazırlanan raporu, TBMM’de gündeme getireceğiz ve çözüm için mücadele edeceğiz.”
Haber kaynak: KarşıSav Haber