Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube bölgedeki yerle basın ile bir araya gelerek 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı ve öğretmenlerin, eğitimcilerin acil taleplerini dile getirdi.
Yüksel Fırat/Pendik
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube’nin gelenekselleşen dönem sonu eğitim-öğretim ve gündem değerlendirmesi ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Pendik’te Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube yönetiminin katılımıyla kahvaltılı toplantı ile yapıldı.
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube Başkan Yardımcısı ve Basın Sorumlusu Emre Şahin’in açılış konuşması ile başlayan toplantıda 2024-25 eğitim-öğretim yılı, öğretmenlerin talepleri öne çıkan gündem oldu.
Emre Şahin, “Bizler Eğitim Birsen İstanbul 4 Nolu Şube olarak bugün sizleri burada misafir etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bizler Türkiye’nin en büyük sendikası olarak 420 bin civarında üyemiz bulunmaktadır. Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube olarak ise 6 ilçeye Adalar, Kartal, Maltepe, Pendik, Sultanbeyli ve Tuzla bakmaktayız ve 7000 üyemizin emek ve ekmek mücadelesine destek veriyoruz.”
Şahin, sendikacılar ve gazeteciler emek ve ekmek mücadelesinde omuzdaş olduklarını belirterek, “Neleri değiştirebileceklerini çok yakınen görüyoruz” diyerek 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı.
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Bilal Duran yaptığı sunumda, eğitim öğretim alanında kazanımlara dikkat çektikten sonra süregelen sorunları ve giderek ağırlaşan sorunlara ve talepleri öne çıkardı.
3600 EK GÖSTERGE
Duran, “Eğitim-Bir-Sen olarak 2011 yılında genel yetkili sendika olduğumuz günden beri bugüne kadar elde ettiğimiz eğitim öğretimle alakalı yüzlerce kazanım var. Bu kazanımların en önemlileri; özellikle 3600 ek gösterge dediğimiz kamu çalışanlarının yıllardır mücadelesini verdiği ve beklediği bir olay vardı. Bu konu çok önemli bir konuydu yaklaşık 2 yıl önce bu süreç tamamen nihayet ermiş ve eğitim çalışan arkadaşlarımızın tamamına yakın 3600 ek göstergeyi aldı. Biz Memur Sen olarak, Eğitim-Bir-Sen olarak bunun mücadelesini vermiştik ve yaklaşık 2 yıl önce 3600 göstergeyi almış olduk.
Duran, bir başka önemli kazanımın Öğretmenlik Meslek Kanunu olduğunu belirterek öğretmenlere özel bir meslek kanunu talebini Biz eğitim ol yıllardır dile getiriyoruz.”
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU
Duran, bir başka önemli kazanımın Öğretmenlik Meslek Kanunu olduğunu belirterek “öğretmenlere özel bir meslek kanunu talebini biz Eğitim-Bir-Sen yıllardır dile getirdik,”dedi
Duran, “Yeni çıkan meslek kanunu ile birlikte öğretmen arkadaşlarımızın özellikle kariyer sistemleri ilgili bir güncelleme yapılması bizce çok kıymetli. Bugün Türkiye’de yaklaşık 750.000 arkadaşımız uzman ve başöğretmenlik unvanını almış durumda. Ocak ……. üzerinde öğretmen arkadaşımız başöğretmenlik unvanını almış durumda ki; 2006 yılından beri yaklaşık 18 yıllık bir mevzudan bahsediyorum, 18 yıldır kangrene dönen çok ciddi bir meselenin, bu konunun çözülmesi noktasında bizler Eğitim-Bir-Sen olarak büyük bir irade ortaya koyduk ve bütün arkadaşlarımızın uzman ve başöğretmenlik kariyer sürecini nihayete erdirmiş olduk” dedi
Duran önümüzdeki sürece ilişkin ise; “Şimdi sırada yeni kazanımlar yeni süreçler yeni denklemler üretmek var. Biz şunu söylüyoruz Türkiye’de eğitim öğretimle alakalı bir gündem varsa bu gündemi ancak biz çözeriz; bugüne kadar biz çözdük bugünden sonra da biz çözeriz. Çözmeye devam edeceğiz” diyerek sorunları dile getirdi.
ÜCRETLER BEKLENTİNİN ÇOK ALTINDA KALDI
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Bilal Duran, “Türkiye’de şu anda hepimizin yaşadığı en temel sorun ekonomi. Kamuda çalışan arkadaşlarımızın ücretlerine yansıyan zam oranı beklentilerin çok çok altında kalmıştır. Biz Eğitim-Bir-Sen olarak 2011 yılından bu yana yaptığımız toplu sözleşmelerde hep çalışan arkadaşlarımızın hakkını savunmak adına o dönemin ne getireceğini daha önceden öngörerek ona göre tekliflerde bulunduk ve bulunmaya da devam ediyoruz. Onun için bizim bu yılki zamla ilgili talebimiz refah payı şeklindeydi. Ama Hükümet maalesef refah payı kısmını es geçti. Buun ilgili görüşmeler çalmalar çeşitli eylemler devam ediyor. Yılbaşının hemen sonrası Hazine Maliye Bakanlığı önünde çok büyük bir basın açıklaması ve eylem gerçekleştirdik. İnşallah refah payı ile alakalı talebimizi sıcak tutacağız ve yakın bir zamanda da ekonomik anlamda memur arkadaşlarımızın ücretlerin iyileştirilmesi için gündemde tutumaya devam edeceğiz.” diyerek ifade etti.
İSTANBUL’DA 24 BİN ÖĞRETMEN AÇIĞI VE ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK
İstanbul ve diğer büyükşehirler için ek ekonomik talepte bulunan Duran; “İstanbul gibi büyük şehirlerde özellikle eğitim camiasıyla alakalı önümüzde şöyle bir kriz bizi bekliyor; Aldığımız ücretler aldığımız maaşlar ev kiraları ile eşdeğer düzeyde ev kiralarına yakınlaşmış düzeyde. Bu sebeple önümüzdeki yıllarda maalesef İstanbul’da öğretmen barındırma öğretmen tutmakla alakalı olumsuz bir süreç bizleri bekliyor. Şu an maalesef İstanbul’da 24.000 öğretmen açığı var. Bu açık maalesef ki ücretli öğretmen dediğimiz garabet bir sistemle kapatılmaya çalışılıyor. Bu çok yanlış bir sistem. Kurgulandığı günden beri hatırı Sayılır bir şekilde öğretmen arkadaşlarımızı zor zor durumda bırakan bir sistem. Totalde bugünün şartlarında 15.000 Lira 20.000 Lira gibi rakamlara çalıştırılan ve sigortaları neredeyse yılın yarısı kadar yatırılan bir sistemden bahsediyoruz. Bunun yerine İstanbul gibi büyük şehirlerde büyük şehir tazminatı adı altında bir ekonomik talebimiz var
4688 SAYILI TOLU SÖZLEŞME KANUNU VE TOPLU SÖLEŞME
4688 sayılı Toplu sözleşme kanunun bir an önce değişmesi gerektiğini belirten Duran; “Bu yıl Toplu sözleşme dönemi yine yetkili sendik olarak Bizler Toplu sözleşme masada olacağız taleplerimizi dillendirmeye sorunları çözmeyle alakalı gündem oluşturmaya da devam edeceğiz Toplu sözleşme dönemlerinde bizim yaşadığımız belli sıkıntılar var son 7 toplu sözleşmenin 4 tanesini imza altına aldık ama 3 tanesinde masadan kalktık. Çünkü hükümetten bizim tekliflerimize verilen cevaplar maalesef beklentilerimizin çok çok altındaydı. Onun için biz yeni dönemde toplu sözleşme masasının sistematiğini belirleyen 4688 sayılı Toplu sözleşme kanunun bir an önce değişmesini istiyoruz. Bunu her platformda özellikle ifade ediyoruz. Geçtiğimiz yıldan bu yana bir sürü kanun tasarısı örneği çalıştık, sempozyumlar çalıştaylar yürüttük ve bakanlığa sunduk. En kısa zamanda bu kanunun değişmesiyle alakalı bir gündem olmasını yakinen takip ediyoruz. Bu kanunla alakalı birkaç özet cümle geçmem gerekirse toplu sözleşme masasında oturduğunuz zaman yaptığınız pazarlığın süresi çok kısa, bir ayda sınırlandı. 2 yılda bir yapılıyor ve siz masada imza altına almazsanız sistematik Kamu Hakem Heyeti dediğimiz bir kurula gidiyor -bu kurulda maalesef totalde 7 kişiden oluşan 4’ü bakanlık yetkilisi 3’ü sivil toplum yetkilisi olan bir kurul- siz istediğiniz zammı alamadığınızda doğal olarak hakem heyeti; Hükümetin verdiği veya hükümetin verdiğine çok yakın az üzerinde bir rakamla süreci kapatmış oluyor. Onun için son 7’inci dönem toplu sözleşme yani son toplu sözleşmede biz masadan kalktık. Ama hakem heyetinin verdiği rakamlar doğal olarak hükümetin verdiği rakamlar eş değer olduğu için bugünkü kamu çalışan arkadaşlar yaşadığı krizi yaşıyoruz. Onun için biz hızlı bir şekilde bu kanunun değişmesini ve kamu çalışan arkadaşlarımızın hak ettikleri refaha kavuşmalarını istiyoruz ve bekliyoruz”
MÜLAKAT VE ÖĞRETMEN ATAMALARI
Mülakatla atama yapmanın bir sürü gereksiz olumsuzluğa ve soru işaretine sebep olduğunu belirten Duran; “Bu yaklaşık 20.000 öğretmen ataması yapıldı. geçtiğimiz hafta itibariyle arkadaşlarımızın tamamı görevlerine başladılar. Bizim bölgemize de yaklaşık 250 yeni öğretmen arkadaşımız atandı. Yalnız bu arkadaşlarımızın atanmasında yaşadığımız kusurlu ve sıkıntılı bir süreç var: mülakat. Öğretmen arkadaşlarımızın tamamı atama süreçlerine dahil olurken mülakat yöntemiyle atama yapıldı ve maalesef burada çok ciddi haksızlıklar ve huzursuzluklar ortaya çıktı. 1000 civarında arkadaşımızın sınav puanı atamaya yeterli olduğu halde mülakat da aldığı puandan dolayı denklem dışında kaldığını gördük. Onun için biz bu süreçle ilgili hukuki mevzuatı başlattık. Bu arkadaşlarımızla bizimle irtibata geçenlerin tamamıyla ilgili mahkeme süreçleri başladı. İnşallah o 1000 civarında denklem dışında kalan arkadaşlarımızın da atanması yakın bir zamanda eğitim insanı olarak biz sağlamış olacağız. Mülakat sisteminin kamuda yanlış bir sistem olduğunu buradan bir kere daha sizlerin aracılığıyla ifade etmek istiyorum. Çünküyüz binlerce atama bekleyen öğretmen arkadaşımız varken; mülakat sisteminde kimin neye göre kime nasıl puan verdiği belli olmayan bir sistemle atama yapmak bir sürü gereksiz olumsuzluğa ve soru işaretine sebep olmaktır. Onun için bundan sonraki dönemde bu atamaların arkadaşlarımızın girdiği KPSS sınavıyla yapılmasının doğru olduğunu ifade ediyoruz beyan ediyoruz.
ÖZÜR GURUBU ATAMALARI
Yine özür gurubu atamaları dediğimiz tam Bu dönem atamalarına rastlayan eşlerine kavuşamayan arkadaşlarımız var. Öğretmen arkadaşlarımızın atama süreçleri bitiyor ama süreçler yeniden gündeme alınmalı ve arkadaşlarımız da ailelerine kavuşmalı diye özellikle ifade etmek istiyorum”
OKULLARDA TEMİZLİK SORUNU
okullarımızda geçtiğimiz dönem açılışıyla birlikte temizlik, krizle karşı karşıya kalmıştık. Şimdilik çözüldü. Okulların temizlik meselesi bu sene çözülmüş olsa bile önümüzdeki yıl köklü bir çözüm üretilmez ise maalesef yine benzer bir krizle karşı karşıya olma ihtimalimiz var.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube’nin gelenekselleşen dönem sonu eğitim-öğretim ve gündem değerlendirmesi ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü etkinliği sorular, toplu fotoğraf çekimi ve sohbetlerle sonlandı.