İşte o gökteki uçan kuşları,
Her mevsimin demine hazırlıklı olan bulutları,
Ve Ay’ı,
Ve Güneş’i
Ve yıldızları,
Ve tüm evreni sonsuz anaçlığımızla sarıp sarmaladığımız,
Ve sevgiye dair tüm güzel duyguların kaynağı olarak, dünya yüzünde yer aldığımız YALAN MI?
Silahları sevmediğimiz, bir o kadar da duygusal şiddetin bile getirdiği handikapları zırhlarımızla geri aksettirdiğimiz ve merhamete çevirerek yeryüzüne yaydığımız YALAN MI?
Aslında kendi hayatımıza dair almak istediğimiz kararların hemen hemen hepsinin, gelecek için aldığımız tedbirler olduğu YALAN MI?
Geleneksel ya da kişisel olarak uygulanmak istenen sözümona “korumacı” kurallara boyun eğmediğimiz YALAN MI?
Eril hakimiyetlerin üzerimizde hak yürütmelerinin, aslında acizliklerinden kaynaklanan eksikliklerini gizleyebilmek adına uydurdukları menfaat içerikli baskılarla, her daim mücadele ettiğimiz YALAN MI?
Ne yazık ki, bu mücadeleleri vermek zorunda kaldığımız kitle ya da bireyleri bizlerin doğurduğu, büyüttüğü YALAN MI?
Haklarımızı savunmak zorunda kaldığımız bireylerin, biz kadınların zekasından korktukları YALAN MI?
Tüm bu tutumlarımız nedeniyle, şiddete maruz kaldığımız YALAN MI?
Biz kadınlara dayatılan bu verili koşullara karşı ayağa kalkma ve başkaldırma, son yüz yıldır giderek çoğalıyor. Bu durum ise;
Medeniyetin geliştiğini iddia eden tüm verileri, bir anda yok ediyor. Medeniyetin, kadın ile erkeğin omuzlarında eşit durduğu takdirde gelişmiş sayılabileceğinin reddi sürdüğü sürece, bu iddianın insanlık dışı olduğu YALAN MI?
Biz kadınlar olarak bu mücadeleyi her alanda veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz. Bir gün bu mücadeleden zafere ulaşmış olarak çıkacağımızın korkusu ile yaşayanların her birinin, aslında birer korkak aciz oldukları YALAN MI?
Kabullenin artık!
BU GÖĞÜN DİĞER YARISI DA BİZLERİZ!
VE BİZLERSİZ, KOCA BİRER HİÇSİNİZ!