Havin’in bize ihtiyacı var
Merhaba…
“Bana bir varmış de…/ Bir varmış Bir Yokmuş deme…/ İçime dokunuyor” (Can Yücel)
Bugün burada şiirleriyle, yazılarıyla, sözleriyle hayatlarımıza anlam katan bilinçleri ile bizlere ışık olmaya çalışan sanatlarını bir yaşamı inşa etmek adına konuşturan ses olmaya çabalayan insanlarımız var. Ancak bizi bugün bir araya getiren şey, hayaller üzerine inşa edilmiş bir olgudan çok hayatın nesnel gerçekliği içinde çaresizliklerimizden öğrendiğimiz, hayatın “hayat bilgisi” cephesi. İnsana dair bütün anlamlarda kötülükler yaşadığımız şu günlerde bizi birbirimize bağlayacak en sihirli sözcük “Dayanışma”dır.
Kışın suya konduklarında donmamak için nöbetleşe kanat çırpan yaban ördekleri gibi, birbirine omuz vererek zorlukları birlikte aşmanın kıymeti… Bugün bu hevesle buradayız. Çok ihtimalli ve çok sıkıntılı bir dönemi yaşadığımız bir gerçekse, “çıkmazın güzelliğinden” el alarak zorlukları onları aşmak için elimizden ve dilimizden geleni yapmak da bir başka gerçek. İtiraf edelim ki, tek tek her birimizin bireysel çabalarının yeterli olmadığı bir eşikteyiz. Bu eşiği aşmak için duyarlı ve vicdanlı herkesin kalbine ihtiyacımız var. Somut olarak dayanışmadan ayakta kalıp yola devam etmenin mümkün olmadığı günlerdeyiz. Dolayısıyla SMA hastası HAVİN ve diğer SMAlı çocuklarımız için elimizden, dilimizden ve kalbimizden geleni yapmak istiyoruz. İlgi ve dayanışmadan dolayı bütün güller ve alkışlar size diyorum…
“Bir acıya kiracı” olduğumuz günlerde “başkalarının acıları” ile kendi acılarımızı tanıştırıp, iyileşmek için mücadele etmekten başka çaremiz yok. Zamanla “kuş yemi gibi yalnız” kaldığımızda sıkıntılarımızı paylaşıp azaltacak birilerine ihtiyaç duyarız. Ama ne yazık ki çoğu kez ya tek başımıza mücadele eder ya da çoğu kez o sorunun altında eziliriz. Bu yüzden yalnız kalmanın, yalnız bırakılmanın ne demek olduğunu herkes kendi tecrübelerinden çok iyi bilir. O an yaşadığımız duygunun, sitem, suçlama olduğunu bilerek şunları söyleriz: Gerçekten yapabileceğin bir şey yok muydu?
Haberleşmek için telefonun yoksa, haber uçuracak yüreğinde mi yoktu?
Bir kez aramadığına göre hiç mi vaktin yoktu?
Taşın altına koyacak elin, cümle kuracak dilinde mi yoktu? Bu ve benzeri soruları desteğimize ihtiyacı olanlar adına hemen şimdi kendimize sorup, kalbimizin ve vicdanımızın sesini dinlemeliyiz… Gerçekten yapabileceğimiz bir şey yok mu? Yoksa “Davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş” diyerek başkalarının acılarına bakmaya, onlara üşeniyor muyuz? Elbette benim, senin, onların ve bizlerin yapabilecekleri çok şey var. Yeter ki isteyelim, yeter ki her sabah kalbimizin yerini yeniden işaretleyelim.
Neden HAVİN ile başlamayalım. Neden HAVİN’e destek olmayalım. Aynı soruyu binlerce kez daha kendimize soralım: HAVİN’in bana ihtiyacı olduğu günlerde gerçekten de yapabileceğim bir şey yok mu?