Demiryolu işçileri ve kent hakkı savunucuları Haydarpaşa Garı için eylemdeydi
Haydarpaşa Garı’nın tahliye edilmesine karşı demiryolu işçileri ve kent hakkı savunucuları eylem yaptı. Demiryolu işçisi Kartal “Trenden indiğiniz gibi vapur karşılardı sizi, İstanbul da biraz buydu işte. Trenden vapura, vapurdan trene… Haydarpaşa’nın bir ruhu vardı, ne yazık ki hayat damarlarını kestiler. Kaç film çekildi bu garda, kaç tane tahta bavullu insan Anadolu’dan gelip İstanbul’a ilk adımını burada attı” dedi.
Eski demiryolu çalışanları ve kent hakkı savunucuları İstanbul’un simge yapılarından olan Haydarpaşa Garı’nın boşaltılmasına karşı gar önünde eylem yaptı. BirGün gazetesinden Bilge Su Yıldırım’ın haberine göre; Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) ile Toplum, Kent ve Çevre için Haydarpaşa Dayanışması, tarihi gar önünde bir araya gelerek Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarının tahliye edilmesine karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. 2024’te 29 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilen garın, 14 Temmuz’da ‘kültür sanat merkezi’ haline getirilmek üzere tamamen tahliye edilecek olmasına karşın bir araya gelen demiryolu işçileri ve kent hakkı savunucuları sık sık “Haydarpaşa gardır, gar kalacak” ve “Kültürel varlık satılamaz” sloganları attı.
Garda 30 yılı aşkın süre boyunca çalışan Serap Bengi, açıklama öncesi şunları söyledi: “Haydarpaşa benim ilk gözüm ağrım. Tam 30 yıl 8 ay çalıştım. Bugün onu bu halde görmek inanın yüreğimi parçalıyor. Bu hale getirenlere yazıklar olsun.”
MEGAKENTİN YAŞAM DAMARLARINI KESTİLER
1985’ten bu yana garda çalışan Şenay Kartal ise “Haydarpaşa’nın bir ruhu vardı, hayat damarlarını kestiler” dedi. Kartal, şöyle devam etti: “Bir kere bugünkü gibi döküntü değildi. Ülkenin her bir köşesinden yediden yetmişe insan buraya gelirdi. Trenden indiğiniz gibi vapur karşılardı sizi, İstanbul da biraz buydu işte. Trenden vapura, vapurdan trene… Haydarpaşa’nın bir ruhu vardı, ne yazık ki hayat damarlarını kestiler. Kaç film çekildi bu garda, kaç tane tahta bavullu insan Anadolu’dan gelip İstanbul’a ilk adımını burada attı. Bugün anılarımızı yâd etmek için binaya girelim istedik, olmadı. Binanın içine almadılar. Ama hiç değilse garın önüne kadar yürüdük. Şu yolda yürümek bile dünyalara bedeldi bizim için…”
Örgütlü oldukları sendika BTS’nin 1991 yılında sendikalaşma sürecinde fiili olarak iki gün greve çıktıklarından bahseden demiryolu işçisi Naciye Yavuz ise eylemlerini şöyle anlattı: “Hiç unutmam, BTS daha dernek o zaman, ‘Bizim de sendikamız olsun, neyimiz eksik’ diyerek iki gün kanunsuz iş bıraktık. Trenleri çalıştırmadık, raylara bile yattık. Bedeli de ağır oldu tabii. Disiplin cezaları, terfilerimizin elimizden alınışı… Kıdemimizden bile çaldılar! Ama ne oldu, BTS sendika oldu. Bedeli ne olursa olsun kazanan biz olduk.”
KENT SUÇU İŞLİYORSUNUZ
Haydarpaşa Dayanışması ile BTS’nin ortaklaşa yaptığı basın açıklaması, BTS İstanbul 1 No’lu Şube Sekreteri Aydın Yıldız tarafından okundu.
Ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Haydarpaşa için önce otel demişlerdi, sonra dünya ticaret merkezi dediler, Manhattan, Venedik, Olimpiyat alanı, alışveriş merkezi… Buldukları kılıflar sürekli çoğaldı! Bu sefer ise ‘kültür-sanat merkezi ve bienal alanı’ olacak diyorlar. Kültür-sanatı sermaye birikiminin bir aracı olarak kullanmaya çalışıyorlar. Şehrin garlarını kültür-sanat maskesiyle yok etmenize asla izin vermeyeceğiz!
1908’den beri, yani 117 yıldır Haydarpaşa Garı’nda çalışan demiryolcular gar binalarından zorla çıkartılıyor. Şehrin tarihi kamusal mekânları olan Haydarpaşa ve Sirkeci Garları adeta bir işgal altında bulunuyor. Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarını alelacele boşaltıp bir an önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kültür-sanat maskeli rant projelerinin emrine bırakmak istiyorlar. Açtığımız davaların sonucunu ve yargı kararlarını beklenmeden, Haydarpaşa ve Sirkeci’deki demiryolcuları zorla sürgüne mecbur bırakıyorlar.
Çok büyük bir kent suçu işliyorsunuz. Ayrıca sürgün de bir insanlık suçudur. Şehrin kültürel belleğini, kent hakkını, demiryolcuların yaşam ve çalışma haklarını ihlal ediyorsunuz! Demiryolcuları tarihi garlardan koparmak, demiryolculuğu bitirmek demektir. İstediğiniz kadar boşaltın. Bizi mekânsal olarak garlarımızdan, evimizden koparsanız bile bu yaşamsal bağı koparamayacaksınız.”