CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Hatay’a gitti.
Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Hatay’da olduklarını duyurdu. Kılıçdaroğlu paylaşımında, “Bugün Ekrem başkanımızla Hatay’dayız” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, deprem felaketinden etkilenen Hatay’da Narlıca Mezarlığını ziyaret ederek deprem nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlar için dua etti, kabirlerine çiçek bıraktı.
Bölgede çeşitli ziyaretler gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, Hatay’da EXPO’da kurulan çadırda açıklamalarda basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada yaptığı konuşmada kendi iktidarlarında depremzedeler için yapılacak evlerden para almayacakları sözünü veren Kılıçdaroğlu, “. Eğer bir helalleşme olacaksa, anahtarı teslim edeceksiniz, özür dileyeceksiniz” dedi.
Evrensel’in derlediği habere göre Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
“Türkiye coğrafyasında hepimiz huzurla yaşamak istiyoruz. Hiç kimseyi ötekileştirmeden 85 milyon insanı kucaklamak benim boynumun borcudur. Zor günlerden geçiyoruz biliyorum, acılarımızı hafifletmek için her birimiz elimizden geleni yapıyoruz, bunu da biliyorum. Ama bazı acılar var ki yüreğimizin bir kenarında durur. Depremin yarattığı acı tüm dünyada yankılandı. Birlikte olmak, beraber olmak gibi hasleti asla unutmayacağız.
Bu yurt bize dedelerimizden miras kalan kadim bir yurttur. Gözümüzü kırpmadan yurdumuz için her türlü mücadeleyi yaparız.”
BAYRAK TEPKİSİ
“Buraya gelmeden önce Hatay depreminde hayatını kaybeden vatandaşların mezarını ziyaret ettim. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız mezara Türk bayraklarını ve Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin bayraklarını asmış. Ankara’dan bayrakların kaldırılması için talimat geldi.
Hayatımda hiçbir zaman bu kadar üzülmedim. Türk bayrağını indirin diyor, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın bayrağını indirin diyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi başka bir devlete mi ait arkadaşlar? Emin olun önce inanmadım, böyle şey olmaz dedim. Ama bunun olur olmadığını görmek benim vicdanımda derin yaralar açtı. Asla kabul etmiyoruz.
Bayrağımıza sahip çıkmak namusumuzdur. Vatanımıza sahip çıkmak da namusumuzdur. Depremde hayatını kaybeden vatandaşların yattığı mezarlık da büyükşehir belediye başkanlığına aittir. Bir toplumu ayrıştırmak kadar tehlikeli bir şey yoktur.”
İBB’YE TEŞEKKÜR
“Depremin olduğu andan itibaren hepimiz hareket halindeydik. Depremin olduğu yerde büyük bir travma vardı, o şoku atlatmamışlardı. Ama Anadolu’dan binlerce insan geldi. Arama kurtarma ekipleri, yiyecekler… İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu koordinatör olarak görev yapıyor. Kendisine teşekkür ederim. Kendisini hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ederim. 6693 kişi İBB koordinatörlüğünde görev yaptı. Görev yapanlara da teşekkür ederim.”
“DÜKKAN YIKILMIŞ FAİZ İSTİYORSUN”
“14 Mayıs’tan sonra yeni bir güne başlayacağız. Hatay’da, Kahramanmaraş’ta yeni bir anlayışı, hiç kimsenin ayrıştırılmadığı yeni bir ufku göreceğiz. Olağan üstü hallerde olağan üstü kararlar alınır. Çiftçinin, esnafın, sanayicinin bir an önce kendisine dönmesi için ona destek vereceksiniz. Dükkan yıkılmış, faiz istiyorsunuz. Olağanüstü kararlar alacaksınız, ‘esnafın bankalarda olan kredilerinin faizini siliyorum, dükkanı yıkılmışsa ana parayı da siliyorum’ diyeceksiniz.”
“YAPAMIYORSANIZ SÖYLEYİN BİZ YAPARIZ”
“Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya’ya gittim. Hatay’a 4’üncü gelişim. Nitelikli eleman kenti terk etmiş vaziyette. Fabrikaların çalışması, esnafın dükkan açması lazım. Okulların açılması lazım. Yapamıyorsanız bize söyleyin yaparız hepsini. Bir kenti kent yapan unsurlardan birisi de o kentteki entelektüel birikimdir. Kenti kent yapan ruhtur, bu ruhun korunması lazım.”
Samandağ’da yazı göndermişler, ‘Az su tüketen ürünler ekin’ diye. Bir devlet bunu yapar mı? Deyin ki ‘Devlet Su İşleri bunu yapamıyor’, bizim belediye başkanlarımız yaparlar ve suyu da verirler. Siz bunu yapmadığınız takdirde daha pahalı bedel ödüyorsunuz. Bizim insanımız bunu yapar.”
“ASBESTİ DÜŞÜNÜYORLAR MI ?”
“Hatay’ın demografik yapısı çok değerlidir. Dışarıya aşırı göçün ve geri gelmemesinin demografik açıdan sorun yaratacağını biliyoruz. Bunu düşünüyorlar mı, gereğini yapıyorlar mı? Devleti yöneten kişi ülkenin 20-25-30-100 yılını düşünmek zorundadır.
180 milyon ton enkaz bir yerlere taşınacak. Asbesti düşünüyorlar mı? Bir çevre mühendisi ile görüştüler mi acaba? Devleti yöneten kişi bütün ayrıntıları düşünmek zorundadır. Hep afetten sonrasını düşünüyoruz. Biz afetten sakınmayı adeta defterden silmişiz. Devletin liyakatli kadroları depremi biliyor ama devleti yönetenler sakınmıyor.”
“DEPREM İÇİN RAPORLAR YAZILMIŞ, HEPSİ OLDU”
“Biz afetten sakınmayı adeta defterimizden silmişiz. Oysa devletin liyakatli kadroları bunu belirlemiş durumda. Kahramanmaraş’ta şu şiddette olacak diye raporlar yazılmış. Rapor öyle mükemmel yazılmış ki şu kadar büyüklükte olacak, şu kadar can kaybı olacak, şu kadar bina yıkılacak diye…. Deprem oldu, hepsi oldu.
SÖZ VERDİ: “ANAHTARLARI TESLİM EDECEĞİZ, 5 KURUŞ ALMAYACAĞIZ”
Deprem sonrası temeller atıldı. Eyvallah. İnşallah biz o konutların hepsini tamamlayacağız. Hiç kimse endişe etmesin.
Hatay’da bütün depremzede kardeşlerime sözüm sözdür; Allah nasip eder iktidar olursak herkesin anahtarını teslim edeceğiz, 5 kuruş almayacağız. Zaten almak suç. Anayasa’da böyle diyor.
Bu olayda kimin kabahati var? Anayasa’nın 57’nci maddesinde ne diyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 25’inci maddesi… Bir binanın yapımı için 23 imza gerekiyor. 23 imzanın hiçbirisinde konut ve dükkan sahibinin imzası yok, tamamı kamu. Bu güveni kamu veriyor.
Şimdi diyorlar ki ‘Size yer vereceğiz ama sizi borçlandıracağız, 20 yıl ödeyeceksiniz.’ Benim ne günahım var, o imzaları ben atmadım. Şimdi depremzedeyi borçlu çıkarıyorlar. Bütün vatandaşlarıma sözüm sözdür, herkesin anahtarını teslim edeceğiz, 5 kuruş almayacağız. Eğer bir helalleşme olacaksa, anahtarı teslim edeceksiniz, özür dileyeceksiniz. Eve ruhsat veriyorsun, herkes geliyor, bakıyor. ‘Sana ev yapacağım, bana parasını ver.’ Kimin kusuru varsa, kusuru giderecek olan odur. Vatandaşın devlete değil, devletin vatandaşa borcu var.”