SESSİZ AMA YAKICI VE YIKICI BİR HİKÂYE
Biz insanlar bazen her tür ilişkide sessizlik kaynaklı yaşanan ve maalesef yoksayılan, hiç edilen bazı doğrudan yani psikolojik, zihinsel ve dolaylı olarak ise bedensel zararlarla karşı karşıya kalırız. Bu zararların müsebbibi sessizlik olup bu sessizlik silâhının kullanımı sadece narsist kişiliklere özgü değildir.
Duygusal ilişkilerde de görülen sessizlik istismarı ve şiddeti maalesef can yakıcı ve akıl karıştırıcıdır. Özellikle bilinenin ve sanılanın aksine sessizlik bir edep göstergesi değildir her zaman. Bazı ilişkilerde araç edilen ve bu tip bir araçla karşıdakinin yani maruz kalanın suçlu ve/veya hasta gözükmesi ve gösterilmesi için sığınılan bir tür olumsuz manipülasyondur. Bu tip bir olumsuz manipülasyon hekim hasta ilişkilerinin bazılarında da görülmektedir.
Psikiyatri ve psikoloji camiasında hastanın ya da danışanın duyguları ve düşünceleri terapi malzemesi yapılarak sessizlik yöntemiyle istismar edilebilmekte ve hastalar ya da danışanlar bu tip bir şiddetin mağduru olabilmektedirler. Sessiz Aşk Terapisi adlı kitapta da ortaya konan bu geniş çaplı; akıllara, ruhlara ve kalplerle bedenlere zarar durum hiç edilerek yerin yedi kat altında bekleyen ve yüzeye çıktığında deprem etkisi yaratacak olan kırılacak bir fay hattından farksızdır. Uygulayıcı yani sessizliği şiddet silâhı olarak kullanan pusuda bekleyen bir avcı gibi maruz kalanın suçlar işlemesini ve/veya hastalanmasını beklemektedir…
Sessizlik yanıltıcıdır, kışkırtıcıdır. Manipülasyon amacı güdülmediğinde de sessizliğe maruz kalanı yönlendirebilen pasif bir davranış kalıbıdır. Sessizlik kasten yani bir manipülasyon aracı olarak kullanıldığında tehlike artmakta ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.
Bu köşede sorunun tüm yönleriyle tartışılmasına ve kavranmasına katkı sunmaya çalışacağız. Bununla yetinmeyecek tüm platformlarda konunun bilimsel olarak ele alınması ve tartışılması için çaba harcayacağız.
DEVAMI GELECEK…