Yaşar GELER
Sosyal Medya
Sosyal Medya, hayatımıza yeni giren ve adeta çok kötü bir huylu virüs gibi ülkemizin en ücra köşesine hızla yayılan bir virüs medya türüdür. Adı sosyal ama bireyler sosyal mi? Ya da bireyleri sosyalleştiriyor mu? Yoksa A Sosyal bir topluluk mu oluyoruz? Bilinmez.
Aslında etkili ve doğru amaçla kullanıldığında hatta sadece gereksinim anında kullanıldığında gerçekten çok sosyal ve güçlü bir medya türü. Bir tıkla beş saniyede dünyanın en uzak noktasıyla bilgi paylaşımı yapabilme olanağına sahibiz. Bu birincisiydi. İkincisi ise, A Sosyal bir birey ya da Asosyal bir toplum. Toplum içerisinde kabul görmeyen, iletişim gücü zayıf olan, kendine güveni gelişmemiş insanların ise klavye arkasında aslan kesildiği bir gizli ve kapalı ortam. Hatta çocuk mu, büyük mü, genç mi, yaşlı mı, erkek mi, kadın mı? Bunları bile bilemediğimiz güvensiz bir ortam sosyal medya.
Aynı zamanda çeşitli algı yöntemleriyle toplumu istediğin gibi yönlendirebildiğin bir ortamdır sosyal medya. Bunun yanında gerçek örgütlenmelerin, halk hareketlerinin, toplumsal yararların ve olumlu bilgi paylaşımlarının yapıldığı yer de sosyal medya. Özellikle kadın ve çocuk istismarcılarının, pornografik ortamların, sahte ilaç çetelerinin, uyuşturucu mafyası ve dolandırıcılık mafyasının, kadın ticaretçilerinin cirit attığı ortamdır da sosyal medya. O halde ne yapmak gerekir? Sorusunun sorulması gerekiyor. Sosyal medyayı doğru ve yerinde kullanmak gerek. Özellikle de çocukları ve gençleri bilgi paylaşımları dışında sosyal medyadan uzak tutmak gerek. Sosyal medyada yalan dolan, palavra, sahtecilik tavan yapmış durumda. Örneklemek gerekirse; her hangi bir konuda bir yazı yazmışsın ve bilgi paylaşımı amaçlı kullanmışsın. Topluma yararım dokunsun, fikirlerim tartışılsın istersin ama nafile. Sen paylaşımını yapıyorsun beş saniye sonra onlarca beğeni. Sırf sana ayıp olmasın mesajı verirler. E be kardeşim, Allah’tan kork. Beş saniyede sen o yazının başlığını okuyamadın. Neden okumadan, incelemeden beğeni yaparsın. Belki de hiç sevmeyeceğin bir fikir sunuldu sana. Önce bir oku, anla ve yorumunu yap, eleştirini yaz sonra da beğen. Hatta beğenmediysen de bunu gerekçelerinle yaz ki, yazıyı yazan vatandaş kendine çeki düzen versin. Eksiğini tamamlasın, hatalarını görsün, kendince çıkarımlar yapsın.
Bir de en çok üzerinde durduğum çeşitli amaçlarla kurulmuş olan gruplar. Bir bakıyorsun; olur olmaz, yalan doğru, anlamlı anlamsız paylaşımlar. Orada geçirdiğin zamana yazık değil mi? Koy ortaya bir konu doya doya tartış. Ama nerede? Sahte yüzler, anlamsız sözler zirvede. Ebeveynin bu ortamda saatlerce vakit geçirdiğini düşündüğünde sorgulamayan, yorumlamayan, paylaşmayan, tartışmayan boş beyinlerin bulunduğu bir sosyal medya ortamıdır. İşte sonuç; gelişen dünyada ortaya çıkan A SOSYAL bir toplum.