Türkiye Komünist Partisi’nin 31 Mart seçimleri öncesi Kartal Meydanı’nda miting yaptı. Mitingde 31 Mart seçimlerinde TKP adaylarına oy verme, karanlığa boyun eğmeme çağrısı yapıldı.
Yüksel FIRAT
Mitingde ilk olarak Yapıcılar grubu sahne aldı. Yapıcılar grubunun ardından mitingin sunucusu tiyatro sanatçısı Orhan Aydın sahne aldı.
Aydın, kürsüye TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan’ı davet etti. Okuyan, “Ülkenin durumu ortada, karanlık… Bugünse hava güneşli… Karanlığın biteceğini müjdeliyor bize. Bitecek elbette, büyük şairimizin, Nazım Hikmet’in dediği gibi dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya, dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet…” dedi.
Kemal Okuyan’ın konuşmasının ardından TKP Dersim adayı Fatih Mehmet Maçoğlu ve Mazgirt adayı Derya Öz kürsüye çıkarak mitinge katılan yurttaşları selamladı. Öz ve Maçoğlu’nun ardından Yapıcılar grubu yeniden şarkılarıyla sahne aldı. Yapıcılar’ın ardından gazeteci-yazar Enver Aysever söz aldı. Aysever’in ardından sanatçı Nejat Yavaşoğulları şarkılarıyla sahne aldı. Yavaşoğulları’nın ardından şair Nihat Behram sahneye çıktı.
TKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zehra Güner, konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi.
Güner, “İki gün önce 8 Martı kutladık. Dünya emekçi kadınlar gününü. Buradan bir kez daha hep birlikte, boyun eğmeyen kadınların, sömürüye, şiddete karşı mücadele eden kadınların, emekçi kadınlar gününü kutlayalım” diyen Güner, “Bugün İstanbul’a baktığımızda kentte öncelikle gördüğümüz yağma ve talan, ama diğeri; ülkemizdeki gericileşmeye paralel gericileştirilen bir kent görüyoruz. Bu onların, saltanat kayığında olanların İstanbul’u. Bakın, onların İstanbul’unda kızların kuran kursuna gönderilmesi var, kadınları eve kapatan projeler var, kadın emeği sömürüsü var, kadın cinayetleri var. Onların İstanbul’unda kadına verilen rol, ise itaat. AKP’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım kadınlara “itaat et rahat et” dedi. Bu kadına yönelik şiddete onaydır, bu kadın cinayetlerine onaydır, bu kadın düşmanlığıdır. Kadınlar size neden itaat etsin? Her şeyden önce kadın olduğumuz için bu gerici, patron düzenine kafa tutarız” ifadelerini kullandı.
” Bir onların İstanbul’u var, bir de bizim yaşadığımız İstanbul.”
“Dostlar bakın, bir onların İstanbul’u var, bir de bizim yaşadığımız İstanbul. Onların İstanbul’unda yağma var, kamu mallarını yandaşlara, patronlara peşkeş çekilmesi var, talan var, yobazlar var, tarikat şeyhleri var, müteahhitler var. Paranın gücü ile onlar kendi İstanbul’unu inşa etti. Kentin tarihi, kültürel dokusunu ve doğal değerlerini yerle bir ettiler. Çevre katliamı yaptılar, kentin su kaynaklarını, temiz hava kaynaklarını yok ettiler, kentsel dönüşüm adı altında emekçilerin evlerine el koydular, kentin havasının kirlenmesine neden oldular, tarım arazilerini imara açtılar, kamu yararını hiçe saydılar ve kültürel değerleri yozlaştırdılar. Dostlar, onların proje düşkünlüğü kentimizin sonunu getirdi. Evet onların İstanbul’unda hak, sadaka; vatandaş ise kul kabul ediliyor. Bizim yaşadığımız mı? Onlar bütün projelerini milyonlarca emekçiyi, yani bizi emeğimizi, değerlerimizi sömürerek yaptı. Onların projesi bizim daha fazla sömürümüz ve bizim için yaşanmaz, pahalı kent anlamına geldi. Onların her projesi milyonlarca emekçinin yaşamının hiçe sayılması anlamına geldi. Onların İstanbul’unda biz, havalimanı inşaatında iş cinayetlerinde ölen işçiler olduk, Onların İstanbul’unda aylarca projelerinde ücretleri verilmeden çalışanlar olduk, Onların İstanbul’unda yol yapıyoruz diyerek paraları yandaşlara, emperyalistlere verilenler olduk, Onların İstanbul’unda tarım arazileri imara açıldığı için pazardan alışveriş yapmaya parası yetmeyenler olduk, yol inşaatlarında üzerine viyadük çöken işçiler olduk, Kartal’da çöken binaların altında kalan vatandaş olduk, biz evine okuluna işine gitmek için hergün saatlerce izdiham yaşayarak yolculuk yapanlar, ev kiramızı ödemekte zorlananlar olduk. Biz bu kadar zor koşullarda istanbul’da yaşarken onlar bizden aldıklarını, patronlara aktardı. Bundan da hiç utanmadılar. Ama bilsinler, bilsinler dostlar, bu hesap burada bitmez.”