28 GÜNDE 47 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
Vicdanı sönmüş, trafosu patlamış, kadınların sükûtunu kötüye kullanan ülkenin erkekleri tarafından 28 günde (Şubat 2019) 47 kadın öldürüldü.
Kadınlarının gülümseyemediği ülkenin erkekleri beş para etmez.
Her şeye rağmen acılarını jelatinle kaplayıp görünmez kıldı kadınlar.
Bu ülkenin üç tarafı denizle çevrili olacağına dört tarafı merhamet suyuyla yıkansaydı keşke.
Mahkemeler kadına şiddet uygulayan erkeğe neredeyse istiklal madalyası verecek.
Kadının saçına, başına, bikinisine, eteğine kafayı takmış cahil insan sürüsüyüz biz.
Aklın ve kalbin nimetlerinden faydalanmasını öğrenememiş cinsiyetçi budalalarız.
Eve, işte, sokakta; şiddeti demokles kılıcı gibi kadınların başının üzerinde sallandıranlarız.
İyi niyetli hemcinslerim kabalık ettimse affetsinler beni; sözlerim gider adresini bulur merak etmesinler.
Biz ki kadınların kâbusunu meziyet sayanlardanız!
Bu ülke kan kaybından değil ahlak kaybından can çekişiyor.
Gerçi ahlak kaybı da bir tür kan kaybı sayılar ama lafı fazla uzatmanın manası kalmadı artık.
Sorarım size: Ağlamak için de, gülmek için de onların kollarından daha şefkatlisin bulabildik mi bu güne kadar?
Bu ülkeyi ne siyasetçiler ne de kahramanlar kurtaracak.
Şayet karar verirlerse, adını bilmediğimiz, yüzünü görmediğimiz kadınlar kurtaracak.
Hayatta sevilecek ilk şey “sevgi” denen duygudur. Bir gün dönüp -Türkiye’de olduğu gibi- seni ısırma (!) ihtimali olsa bile.
Kadınlar öldürülmesin, mutlu da olabilsinler.