İbrahim DOĞAN
Beykoz Kirazlı ’da Özel Orman Alanı ile ilgili imar planları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanarak 14.12.18 tarihinde askıya çıkarıldı.
Beykoz Kirazlı Orman alanında bulunan 2470 dönüm özel ormanalanı yapılan bu planla yapılaşmaya açılarak toplamda 553 villa yapılacaktır.Bu arazi esas itibariyle 1.derec sit alanı ve “mutalk korunması” gereken orman alanında kalmaktadır. Buna rağmenbu alanı rant uğruna yapılaşmaya açmak amacıyla önce sit derecesi düşürüldü ve “mutlakkoruma alanı” ibaresi kaldırılarak “kontrollü kullanma” ve geçiş dönemi yapılaşmaizni düzenlemeleri yapılarak, yapılaşmanın önü açılmıştı. Zira ÇED Raporu öngörülenprojeyle birlikte Temmuz 2018 tarihinde Çevre Bakanlığının ilgili kurumuna (TabiatVarlıkları Koruma Kurulu) sunularak gerekli ön kabuller ve izinler alınmıştı.
Ancak yapılan bu düzenlemeler orman yasasına ve doğa koruma yasasına aykırıdır. Buna rağmen merkezi hükümet çıkardığı kararnameler ile hukuka aykırı düzenlemelerle bu alanların yapılaşmaya açılmasının yolunu açmıştır.
Yapılan imar planı ile söz konusu alanda emsal 0.06 değerinde yoğunluk verilmiş. Burada yapılacak villaların 126 tanesi KİPTAŞ’ a ait diğer villalar ise özel şahsa ait olmak üzere toplam 553 villa yapılacaktır. Yapılacak villaların iki kat olarak inşa edileceği ancak, eğimden dolayı açığa çıkan bodrum ile birlikte en fazla 3 kat iskan edileceği belirtilmiştir belirtilmiştir.
Yapılaşmaya açılan alanın yanı sıra mutlak korunması gerek alan, plan paftasında sınırları belli olmasına rağmen kamuya terkedilmesi hususu belirtilmemiştir. Bu durum imar kanuna aykırıdır. Zira kamusal alanlara ayrılan yerlerin kamuya terkedilmeden parselin diğer kısımlarına yapı izni verilmesi yasalara aykırıdır. Burada donatı alanı olarak belirtilen alanların kamuya terk edilmesi yasa gereğidir. Diğer yandan söz konusu orman alanında yaklaşık 8 bin metre kare memba suyu alanı bulunmaktadır. Bu alan mutlak korunması gereken alandır.
Bakanlık planları kuzey ormanlarının yok olmasının önünü aç maktadır. Kenti ve doğayı koruması gereken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve bağlı kurumlar yaşam alanlarımızı ve doğal çevreyi yok etmek için adeta şehri kuşatma altına almışlardır. Durum öylesine ürkütücü bir noktaya gelmiş ki, yaşam alanlarımızı çevre ve şehircilik bakanlığından korumaya çalışıyoruz. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları ve Komisyonları asli görevlerin unutmuş, merkezi hükümetin ve çıkar çevrelerinin menfaatleri uğruna yaşam alanlarının yok edilmesini meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Bu konuda her türlü yasal olmayan düzmece raporlarla yanıltmaya çalışıyorlar.
Yeryüzünde emsaline az rastlanır güzelliğiyle içinde Boğaz geçen ve tarihi Haliç’e sahip ormanlarıyla ve tarihi mirasıyla birinci sırada yer alan bu kenti rant ve çıkar uğruna yok ediyorlar. Bu kentin bir karış yeşilini dahi yok edilmesine tahammülü yoktur. İstanbul’un yapılaşmaya değil yeşil alanlarını ve doğal yaşam alanlarının korunmasına ihtiyaç vardır.
Dolaysıyla yapılan tüm yanlışlara ve işlenen bu çevre suçlarına karşı örgütlü toplumsal güce ihtiyaç vardır. Yapılan bu planlar kamu yararı taşımadığı gibi yaşam alanlarında büyük bir tahribat yol açmaktadır. Yasalara ve imar mevzuatına aykırı olan bu planlara yasal süreç içerisinde gerekli itirazlar yapılacaktır. Buradan kentimize zarar veren bu planların derhal geri çekilmesini talep ediyoruz. Bu planları kabul etmiyoruz.