Değerli dostlarım,
Mutsuzluğumuzun kökeninde depresif bir hal yatıyor olabilir. Mutlu olmak çaba gerektirir. Acaba bu konuda üşengeç olabilir miyiz?
Mutsuzluk ise kendiliğinden çat kapı gelir. Mutluluğumuz için çaba göstermeyi beceremediğimiz gibi mutsuzluk sıfatıyla her içeri gelenide buyur etmek gibi kusursuz bir kusurumuz olabilir. Neyse siz bana bakmayın. Biraz olması gerekenlerden bahsedelim mi?
Yunan mitolojisinde mutluluğu nerede aramak gerektiğini özetleyen çok güzel bir hikaye vardır. Tanrılar Olimpos dağına toplanmış mutluluğun sırrını saklama kararı almışlar. İnsanlar bulduğu zaman onun kıymetini bilsin istemişler. Tanrılardan biri ‘onu yüksek bir dağın tepesine saklayalım’ demiş. Diğeri ‘yerin yedi kat dibine gömelim ki erişemesinler’ diye önermiş. Bir diğeri ‘okyanusun en dibini göstermiş. Nihayet bir tanrı en ilginç fikri sunmuş. ‘Mutluluğun sırrını insanların yüreğine gömelim nasıl olsa orayı bakmayı akıl etmezler.’
Zihnimiz mutluluğu her yerde aramaya odaklanmışken yüreğimiz ona sesini nasıl duyurabilir ki. Mutluluk bize altın tepside sunulan bir armağan değildir. İnsanın iç dünyasında yaşanan bir şeydir. O hissedilebilir bir durum olmaktan ziyade. Bir yaşam tarzıdır.
Bir üstat ne güzel söylemiş. ‘Yanlış yöne bakıyorsunuz’ diyor mutluluğu arayanlara. Çok uzaklara bakma belki de o tam göz hizandadır.
Değerli dostlarım unutmayınız ki, her insan kendine layık gördüğü kadar mutluluğa sahip olur. Önemli olan siz kendinize neyi ne kadar layık görüyorsunuz.
BELKİ DE O TAM GÖZ HİZANDADIR
İLGİLİ HABERLER