Cumartesi, Temmuz 27, 2024
Ana SayfaKÖŞE YAZARLARIİçimizdeki şeref soruyor: DELİ MİYİZ, DÜRÜST MÜ?

İçimizdeki şeref soruyor: DELİ MİYİZ, DÜRÜST MÜ?

 
Biz kadınların, aslında insani olarak yaptığımız, yaşadığımız ya da yaşattığımız durumların neden, “delilik” olarak nitelendirildiğini sorguladım hep… Çoğu hemcinsimin de böyle düşündüğünü bilmek, yaralıyor beni açıkçası. Yüzyıllardır verdiğimiz, ‘cinsiyet ayırımcılığı’ savaşını yerle bir eden bu düşünceyi savunan hemcinslerimin çoğunun oldukça çağcıl, demokrat olduğu gerçeği de hayli acı…
Öncelikle, deli sözcüğünün kendimizce tanımı nedir; bunu kavramak gerek. Sözlük anlamı ile yola çıkarsak:
“Akıl ve ruh dengesi bozulmuş olan kimse…”
Mecazi tanımı ise:
“Davranışları aşırı ve taşkın olan kimse…”
Evet, Sevgili Hemcinsim;
Siz hangi tanıma uygunsunuz? Akıl sağlığınız mı bozuk, yoksa davranışlarınız mı taşkın? Hangisi, sizin hayata bakış açınızdaki, o ince çizgiyi tanımlıyor? Ya da hangi durumlarda, bu iki tanımdan birine layık bir, Deli Kadın oluyorsunuz? Ya da, deli olmadığınızı düşünmenize sebep olan yaşam tarzınızı gözden geçirmek ister misiniz?
Sosyal medyada, haftada en az üç kez karşınıza çıkan paylaşımlardan yola çıkarak, birkaç örneğin içeriklerini, Akıllı İnsan olmanın gereklilikleri ile karşılaştırmayı düşündünüz mü hiç? ‘Deli Kadın’ kavramından, ‘Akıllı İnsan’ tabirinin ne olduğunu sorguladınız mı?
Öncelikle İnsan olduğumuzu ve her insanın da durumlara, olaylara, davranışlara olan tepkisinin aynı olduğunu kabullenmeyen bir evrende yaşadığımız gerçeğini gözler önüne sermek istiyorum kendimce… Bir erkeğin hissettiği tüm duygu yoğunluğunun ve bu duyguların çeşitlerine, biz kadınların da sahip olduğumuz halde ortaya seremediğimiz, serdiğimiz takdirde de ‘Deli Kadın’ olarak nitelendirildiğimiz bir coğrafyada yaşıyoruz, hepsi bu… Duygu yoğunluğundan kastım, aşk meşk değil sadece… Her ne var ise, nefes almaya dair, tümünü kastediyorum.
Neymiş efendim;
Biz deli kadınlar, dürüstmüşüz! Dürüst olmak için, delirmek mi gerek? Herkesin dürüstçe yaşaması, delilik midir? Deli kadınların haricindeki tüm kadınlar, dolandırıcı, yalancı mı yani? İnsanın kendince doğru olan ne varsa ortaya sermesi ve dürüstçe yaşaması, sadece deli kadınlara ya da sadece erkekler mahsus, yüce bir özellik mi? Değil efendim! İnsanca yaşamanın gerekliliğinin ilk ilkesidir. Ve ben, dürüst olduğum için deliysem, deli dolu etrafım! Benden çok var yani! Bunun için, bana bir yafta gerekmiyor! Bu, delirdiğimin bir belirtisi değil; hatta yüceltilesi bir durum da değil… Olması gerektiği gibi!
Deli kadınlar, özgürlüklerine düşkün olurmuş! Olmayalım mı? Özgürlük deyince, akıllara ne geliyor ki delirdiğimiz düşünülüyor? Doğadaki tüm canlı varlıklar, özgür yaşamak ister ve bizler izin verdiğimiz sürece, özgür yaşarlar. Keza, bizler izin verdiğimiz sürece, insanlar da özgür yaşar. Benim nazarımdaki özgürlük anlayışı, kendime ve başkalarına ruhen, bedenen zarar vermeden yaşamaktır. Bunun neresi delilik? Eğer sokağın ortasında içimden geldiğinde, özgürce kahkaha atabiliyorsam ve bunun adı delilikse, Tanrı neden onca deliyi yaratmış? Neden bu içgüdüyü, kadın ya da erkek ayırımı yapmaksızın, tüm insanlığa bahşetmiş.
Samimi bir kahkahada şuhluk arayan, sözüm ona akıllı kadınlara sormak gerek; ‘Gülerken, sesiniz fazla çıkınca neden aniden ağzınızı kapayıp, utanarak yere bakıyorsunuz?’ diye… Ya da erkeklere sormak gerek; maç izlerken bir stat dolusu erkeğin, tam iki saat boyunca, birbirinin ‘akıllı anasına, bacısına’ küfreden seslerinden daha mı aşağılayıcı bir görüntü, şen kahkahalarımız? Ayrıca içten gülmek için, illa delirmek mi gerek?
Özellikle de paraya, lüks yaşama önem vermeyen kadınların ‘deli’ kategorisine dahil edilmesi tuhafıma gidiyor. Biraz düşünüp irdeleyince paraya, mala, mülke düşkünseniz akıllısınız?! Yani tam aksine, maddi zaaflarımız var ise ve böyle bir yaşama arzusu ile yanıp tutuşuyorsak, tam da toplumun idealindeki ‘akıllı kadın’ oluyoruz. Zengin bir karşı cinsi tavlayarak(!) bolluk ve refah içinde yaşamak için, kişiliğimizi satılığa çıkarmak, ne kadar ‘akıllı’ca ve dürüstçe? Kendi çabalarımızla elde ettiğimiz kazançlarımızı, alnımızın terini silerek harcamamızın nesi kötü? Yan gelip yatarak, ‘ideal koca’ beklentisi içinde olmak beni ‘akıllı’ kılacaksa, ben deli olmaktan memnunum! Haysiyetim, her şeyimdir, nokta!
Kadın- Erkek ilişkilerinde de ‘delilik’ten dem vurulduğunda, daha çok onurum kırılıyor, tüm hemcinslerim adına… İnsan olmanın, insanca yaşamanın gerekliliğine dair davranışlar konusunda, her iki cinsiyeti aynı kefeye koymamızın adı da, ‘delilik’ olarak nitelendirilince, öfkeleniyorum. Yapmayın bunu kendinize! Kadın ile erkeğin sadakat duygusuna dair faturası, genellikle kadına çıkarılan bir çok toplumun, yersiz cinsiyet ayırımcılığını pekiştirmekten başka bir işine yaramıyor bu… İkili ilişkilerdeki sadakate dair, iffetli olmak kavramını sadece hemcinslerinizin omuzlarına yükleyip, erkekleri ‘Sokak Adamı’ kıvamına sokmayın artık! Bunca cinayete kurban gitmiş, bunca aldatılmış, duygusal ve fiziksel şiddet görmüş kadınların hatırı için yapmayın artık, ne olur! Tanrı’nın bizlerin ruhuna ve dimağına yerleştirmiş olduğu tüm duygular aynıdır ve aynı eşitlikte zedelenir, aynı düzeyde yara alır. Erkeği kadını yoktur, bu karaktersizliğin. Bu gerçeği, sadece biz kadınları sindirmeyi hedef alan toplumsal baskılar nedeniyle zihinlere, birbirine benzer cümlelerle algı oluşturarak, her hakka sahiplermiş gibi göstermelerine izin vermeyin…
“Eviminnn kadınııı, çocuğumunnn anası olacaksınnn!” cümlesi ile karşılaştığınızda:
“Eviminnn erkeğiii, çocuğumunnn babası olacaksınn!” yerine:
“Dürüst, saygılı, demokrat, yani kısaca ‘insan’ olacaksın!” diyebilmenizi hayal ettiğimi düşünmeyin lütfen. Çünkü, partnerinize insan olmanın gerekliğinin özelliklerini hatırlatma ihtiyacını sık sık duyuyorsanız, ardınıza bakmadan uzaklaşın oradan… Hem de, hiç vakit kaybetmeden! Varsın, size yine DELİ KADIN demeyi sürdürsünler…
Susarak yaşadıklarında, AKILLI olduklarını sanmanın bencilliğinin faturasını da dürüst, dobra, demokrat olarak yaşamayı tercih eden, biz DELİ KADINLAR’a ödetsinler. Alışkınız biz!
Bu onurlu misyonu, gururla taşımak için, şerefimiz üzerine yemin etmemize gerek bile yok.
Çünkü içimizdeki şeref, böyle istiyor…
 
   Sevgiyle…
 
 

Dilek Uyar
Dilek Uyar
Kartal'ın Sesi Gazetesi yazarı
İLGİLİ HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -

En çok okunanlar

Son Yorumlar

Imam Ali Türkan Açık OCAK 2022 SENDİKA İSTATİSTİKLERİ
İmam Ali Türkan Açık HASAN ALİ YÜCEL
İmam Ali Türkan Açık  6284
Seçkin Alper Tamer Açık Kartal’da Emeklilikte Adalet Çağrısı
Zehra Sayar Açık Yılbaşı
Deniz Özlem Er Açık Yılbaşı
Veysel Yiğit Açık İBB’den Kartal’a 3. Kreş