Kartal Kent Konseyi 6 Ekim Kongresi ile yeni demokratik bir döneme girdi.
Bunun yeni ve demokratik olmasının belirleyen birinci esas; Seçilen Kent Konseyi Başkanı Türkan Kurtulmaz’ın odalar, sendikalar ve dernekler tarafından gerçekleştirilen üç toplantının ardından ön seçimle belirlenmiş olmasıdır. Bu olumlu gelişmenin gerçekleşmesinde Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’in demokratik tarafsız tutumu önemli rol oynamıştır. Bu demokratik girişim Kent Konseyi bileşenlerinin iradesinin yok sayarak belediye başkanın “atama” yöntemiyle belirleme dönemini de kapatmıştır.
İkinci esas; toplumun tüm kesimleri bu sürece aktif olarak katılmasıdır. Buna bağlı olarak Kartal Kent Konseyi, yoğun katılımlı ve tarihinde ilk olarak iki aday listenin yarıştığı bir seçim yaşadı. Birinci demokratik esasa bağlı olarak ortaya çıkan iki liste demokratik hak olarak elbette önemlidir. Ancak, kaybeden başkan ve listesine oy vermiş olan kurumların bundan sonra Kent Konseyi çalışmalarına katılımı, bu demokratik hakkın demokrasi için kullanıp kullanmadıklarının göstergesi olacaktır.
Yeni demokratik dönem bu olumlu gelişmeler üzerinden yükselerek gelişmelidir.
Ancak bunun kolay olmayacağı açıktır. En önemli engel ise kent konseylerine yüklenen anlamdır. Tüm parti ve kurumlar özellikle yerel seçimler döneminde kent konseyi ya da meclisleri her derdin devası haline getirdiler. Sözsel olarak yüklenen tüm olumlu anlamların aksine fiilen işlevsiz olan kent konseyleri gerçekliği ve çelişkisi esas zorluğu oluşturmaktadır.
Kent konseyleri atanmışların ve seçilmişlerin dışında kalan toplumsal kesimlerin kent yönetimine katılımını öngörmektedir. Ne yazık ki; Bu katılım söz söyleme ve sözün atanmışlar ve seçilmişler tarafından dinlenmesine indirgenmiş bir özgürlük ve katılımcılıktır. Üstelik kaymakamlıklar ve bakanlıklar kent konseyleri ile muhatap olmamayı esas almaktadırlar. Yine kent konseyleri de tek muhataplarının belediyeler olduğu yanılgısına düşmektedirler. Hatta bu yanılgı tüm halka yayılmış durumda ve kente ilişkin sorunları bu kurumlarla ilişkilendirmemektedir. – Örneğin Kartal’da Etap 1 ve Etap 2 olarak adlandırılan alandan, Kartal’ı ikiye bölen tren raylarından, yetersiz okullardan ve depreme yönelik tedbirlerden sorumlu olan sadece Kartal Belediyesi midir? – Yerelleşme olumsuz anlamda bütünden kopuk darlaşma olarak yaşanmaktadır.
Kartal Kent Konseyi, atanmış ve seçilmişlerin, “sorunların dinlendiği, çözüm önerilerinin alındığı” ve böylece “yönetime katılımın demokratik biçimde gerçekleştirildiği” iddiasının inandırıcı kılınmaya çalışıldığı bir şekilsellikten çıkıp, projelendirilmiş sözün pratikleştirilmesinin aktif unsuru haline gelmelidir.
Bundan dolayı bu yeni demokratik süreç her aşamada halkın gerçek anlamda demokrasi kültür ve bilincinin geliştiği bir dönem olmalıdır.