Cumartesi, Temmuz 27, 2024
Ana SayfaKÜLTÜR SANATKARTALLI GENÇ YAZARLAR: PELİN TAŞKESEN

KARTALLI GENÇ YAZARLAR: PELİN TAŞKESEN

Pelin TAŞKESEN

Kartallı Genç Yazarlar sayfamıza bu ay Pelin TAŞKESEN konuk oldu.

 
Röportaj: Şeyma TİRYAKİ
Öncelikle merhaba… Genç bir yazar olarak, sana ilk ilham veren, yazmaya teşvik eden ve içindeki duyguları kıpırdatan yer, durum ve kişilerden bahsedebilir misin?
Merhaba. Ben kendimi bildim bileli hep yazıyorum. Bu biraz da karakterimden kaynaklı olabilir çünkü kendini sözlü değil yazılı ifade edebilen biriyim. Biraz da ruhuma ve duygularıma dönük bir yaşam şeklim olduğu için kaldırım kenarında açmış bir çiçeğe bile hikayeler yazıyoörum kafamda. O yüzden ilhamım ‘’yaşam’’ diyebilirim. Fakat bunu ileri boyuta taşımamda örnek aldığım kişi amcam Kenan Taşkesen’dir. Onun şiirleri, yazıları; hayata ve sanata bakış açısı beni her zaman teşvik etmiştir ve harekete geçmemi sağlamıştır. Hatta kitabımın ön sözü kendisine ait.
 
Bir konuda yazmaya başlarken nasıl hazırlanıyorsun? Bu kapsamda Anka yazım sürecinden de bahsedebilir misin?

Genelde kendi kendime kaldığım zamanlar, o gün yaşadığım olaylar ya da hissettiğim düşünceler üzerine yazmayı planlıyorum ve yalnız yazmaya gayret ediyorum çünkü yalnız olunca insan daha özgür -yazarken ağladığım, kahkaha attığım ya da sinirlendiğim çok olmuştur- hissediyor. Tıkandığım noktalarda beni çok etkileyen, Beethoven’in Moonlight Sonata’sını açıyorum düğüm çözülüyor ve devam ediyorum.  Fakat Öyle zamanlar oluyor ki bazen hazırlanmıyorum. O an içimde kabaran, tanımlayamadığım bir duygu oluyor ve bilgisayar başına geçtiğimde ya da kalem kağıt önümde olduğunda kelimeler akıyor.
Hayallerim arasında bir kitap çıkarmak da vardı ve bu bağlamda çalışmalara başladım. Özellikle insanların, her gün doğaya ve hayvanlara verdikleri zararı okudukça ‘’Evet, bunu ele almalıyım’’ dedim ve içimde kabaran o heyecan ve bütün duygular cümleleri oluşturdu ve bunun sonucunda ‘’Anka’’ ortaya çıktı.
 
Kitabında özel güçleri olan bir kadın karakterin savaşını okuyoruz. Fantasik kurgu seçmenin özel bir nedeni var mı? Okurlar için bize biraz ‘Anka’ dan bahsedebilir misin?
Evet, aslında iki sebebi var.  İlki; İnsanlar sosyal yaşatısında belli sınırlar içerisinde yaşıyor fakat düşüncelerimizin sınırını biz belirliyoruz. Hayallerde özgürüz ve istediğimiz her şeyi istediğimiz her şekilde yapabiliriz. Bu yüzden ben de kendi dünyamı istediğim şekilde oluşturmak istedim. Kitapta yazdığım her üstün güç, benim kendi hayatımda sahip olmak istediğim özellikler aslında. Bu sebeple fantastik ögeleri olan bir kurgu oldu.
İkinci sebebi ise dürüst olmam gerekirse oldukça ağır ve yüzleşilmesi gereken bir konuyu istediğim düzeyde yazabilmem için yeterli tecrübem ve bilgi birikimim yoktu bu sebeple ben de ‘21 yaşındaki Pelin bu olaya nasıl bakıyor’ diye düşünüp daha okunabilir ve sürükleyici olması adına kurgumu  basit cümleler arasına sıkıştırdığım sorgulayıcı ve kızgın düşüncelerle oluşturdum.
Anka, Bir kadının, normal bir hayat sürerken aslında başından beri içinde var olan güçlerini ve asıl hayat amacını bulmasını sağlayacak bir uyarı alıp çeşitli olayların içinde bulunduktan sonra küllerinden doğup asıl benliğine bürünmesini konu alıyor. Tabii buradaki ‘’güçler’’ ve ‘’hayat amacı’’ kilit nokta. Çünkü benim dünyamda Bethany’nin yanında olan her şeyi biz çevremizde görüyoruz ama dikkat etmiyoruz. Ben bunlara farkındalık sağlamak istedim.
 
Sana ilham verdiğini düşündüğün ve en beğendiğin yazarlar, kitaplar neler? Başucu kitabım dediğin bir kitap var mıdır?

 
Bana, okuduğum her yazar ilham veriyor çünkü yazmak eylemi basite alınacak bir şey değil ve baktığınızda hepimiz kullanıyoruz kelimeleri ama Bir Nazım Hikmet ‘’…sesini göresim geldi.’’ Yazdığında ya da Yaşar Kemal anlattığında Çukurova’yı İnce Memed kitabında; çok etkileniyoruz. Ben böyle durumlarda ‘’büyülü cümleler’’ tabirini kullanıyorum ve o kelimeleri o şekilde yan yana getirmeyi nasıl başarıyorlar diye soruyorum imrenerek.
Belirli bir örnek vermem gerekirse Zülfü Livaneli’yi çok beğenerek okuyorum ve onun, tarihi bilgileri ya da yaşanan olayları roman içerisinde dağıtışı beni çok etkiliyor. Kitapları arasında seçim yapamam ‘’Engereğin Gözündeki Kamaşma’’ dan ‘’Huzursuzluk’’ a kadar bütün kitapları favorimdir. Paulo Coelho’nun ‘’Simyacı’’ kitabını çok severim. Coelho’nun kitaplarındaki -detay olacak ama- Tanrı’ya bakış açısından çok etkilenirim. Lev Tolstoy’un ‘’İnsan Ne ile Yaşar’’ kitabı başucu kitabımdır çünkü oradaki her bir hikaye bir ders niteliğindedir benim için. Bir çok yazar var dediğim gibi seçim bile yaparken bir diğerine haksızlık olacak diye düşünüyorum. Son olarak Nazım Hikmet’in kalemi beni çok etkiliyor. Ülkemizde ne yazık ki haksız yere linç edilen, sürgüne gönderilen, öldürülen, hapse atılan o kadar sanatçı, gazeteci ve insan var ki… Hepsinin de amacı gerçekleri söylemekti ya da memleketini sevmekti. Nazım’da bu insanlardan sadece biri fakat onu bende farklı kılan özelliği cesareti, kararlılığı ve asla umudunu kaybetmemesiydi.
 
Genç bir yazar olarak, sence ülkemizde yazar olmanın zorlukları nelerdir? Bir kitap yazmadan önce neler umuyordun, neler buldun, biraz bahsedebilir misin?
Cevap biraz ağır olabilir fakat bu ülkede insan olmak bile zorken ben yazar olmanın zorluklarını saysam bitmez. Suçsuz yere hapise atılan, susturulan, bastırılan yazarlara, gazetecilere sorun… Her gün bitmek tükenmeyen bir öfkemiz, yenen haklarımız var. Sevmeye, güvenmeye, bir şeyler söylemeye hasret kaldık. Çünkü bu duygular yerini çıkarcılığa ve ihanete bıraktı. Saygıdan bahsetmiyorum bile. En ağır yıkımlar sözcüklerle oluyor bence. Meclis’te bizi temsil eden milletvekilleri yumruk yumruğa kavga ederken bizim ne olmamız bekleniyor?
Ben aynı zamanda Resim Bölümü okuyorum. Sanatın hem edebiyat hem de resim dalında ürettiğim her şeyin herkese hitap etmeyeceğini zaten biliyorum, etmek zorunda da değil ama şunu da biliyorum ki hayata dair kendini hiç geliştirmemiş insanlar yarın öbür gün belki eleştiricekler ve sadece maddi gücü var diye de piyasaya ayak uydurmaya mecbur bırakıcalar fakat ben kendi kendime söz verdim ve şunu dedim ‘’Aç da kalsam inandığım düşünceden asla vazgeçmeyeceğim. Bir gün beni anlayan ya da hayatına bir nebze bile olsa dokunabildiğim insanlar karşıma çıkacak ve ben o zaman düşsem de aynı güle kalkacağım yerimden. Bu ülkedeki sistemin beni bastırmasına izin vermeyeceğim.’’
Kitabı yazarken düşüncelerimin insanlara ulaşmasını umuyordum ki oldu da. Çevremde az insan olsun ama beni anlasınlar derim hep. Sağ olsunlar çoğu kişi de anladı beni.
 
Bundan sonrası için planların, hedeflerin nelerdir? Yeni bir kitap daha görecek miyiz yakında?
Yakında olmasa bile tekrardan kitap çıkarmayı düşünüyorum. Fakat bunun için çok geliştirmem lazım kendimi. Bilgi sonsuz bir evren ve benim bildiklerim denizde kum tanesi. İleriye yönelik tek hedefim kendimi her konuda geliştirmek ve tek isteğim bu dünyada, yozlaşmadan, karakterimi kaybetmeden var olabilmek. Ailem bana hep sevmeyi, saygı göstermeyi affetmeyi aşıladı çünkü hayat çok kısa. Bu yüzden bu duygularımı  resim yaparak, fotoğraf çekerek ve yazarak insanlara aktarmak istiyorum.
 
Bize zaman ayırdığın için çok teşekkür ederiz. Yeni projelerin için başarılar diliyoruz, heyecanla bekliyor olacağız…
Sanatçılara destek olduğunuz ve sesimizi duyurmamıza katkı sağladığınız için ben Kartal’ın Sesi gazetesine teşekkür ederim.

Kartalin Sesi
Kartalin Sesi
Kartal'ın Sesi Gazetesi yazarı
İLGİLİ HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -

En çok okunanlar

Son Yorumlar

Imam Ali Türkan Açık OCAK 2022 SENDİKA İSTATİSTİKLERİ
İmam Ali Türkan Açık HASAN ALİ YÜCEL
İmam Ali Türkan Açık  6284
Seçkin Alper Tamer Açık Kartal’da Emeklilikte Adalet Çağrısı
Zehra Sayar Açık Yılbaşı
Deniz Özlem Er Açık Yılbaşı
Veysel Yiğit Açık İBB’den Kartal’a 3. Kreş