Yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi sağlık alanında da büyük çöküş yaşıyoruz.
Bir yanıyla neo-liberal anlayış ve uygulamalar, öte yandan tefeci-bezirgan anlayış ve uygulamalar. Denizi bitirdik karaya oturduk.
Son olarak Sağlık bakanlığı’nın Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2020 yılı bütçesi değerlendirilirken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaptığı açıklama çöküşü tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.
Sağlık Bakanı ; “Şehir Hastaneleri kamu-özel işbirliğiyle yapılmak zorunda değil. Bugünkü tercihimiz bu hastanelerin yapımı genel bütçeden yapılabilir olduğumuz. Artık edindiğimiz tecrübeyle bunu daha rahat yapabiliriz diye düşünüyoruz. Sizin bütçenizle bunu yapabilirliğiniz mümkünse niye bir finans modelini devreye sokmak isteyesiniz. Sonuçta bu finans modelinin bir yükü yok mu? Şehir hastanelerini devlet yapsaydı bütçeden daha az para çıkacaktı…” dedi.
Ama şunları söylemedi ;
“Toplam 31 adet planlanan ve 10’cusu Ankara’da hizmete girdiğinde farkettiğimiz büyük yanlışta yapılan israfı sorumlular ödeyecektir. İsrafın hesabı mutlaka sorulacak, verilecektir. “
“Mevcut 10 şehir hastanesi, projeleri sürenlerde dahil Sağlık Bakanlığı’na devridilecektir.”
“Kendi sağlık sisteminin çökmesine neden olan ve uygulamasından vazgeçtiği Şehir Hastaneleri modeli için İngiltere’nin öncü olmasına ve kredi sağlamasına neden olanlar kanun önünde hesap verecektir.”
“OECD ülkelerinde bütçelerinde sağlığa ayrılan pay %9 dolayındadır. Oysa bizim 2020 yılı bütçemizde ayrılan sağlık payı % 5.2’dir. Bu durum OECD ülkeleri düzeyine çıkarılacaktır.”
“Şehir Hastaneleri sözleşmeleri ‘ticari sır’ denilerek TBMM’den gizlenmiştir. Bu açıklanacaktır.”
“Sağlık, temel kamusal bir hizmet ve haktır. Halkın buna kolay, eşit, parasız ulaşımı sağlanacaktır.”
“Sağlıkta dönüşüm modeli terkedilecektir.”
“Özel hastanelerin payı devlet hastanelerinin 1/5’ini oluştururken, artık %60’ını oluşturmaktadır. Bu terkedilecektir.”
“Katkı payı kaldırılacaktır.”
“Sağlıkta azalan nitelik arttırılacaktır.”
“Özel sağlık sigortalarına yönlendirmenin önüne geçilecektir.”
“Koruyucu Sağlık Hekimliği geliştirilecektir.”
“1995 yılında 25 olan Tıp Fakültesi sayımız bugün 84’tür. Oysa İngiltere’de 32, Almanya’da 36’dır. Bu, niteliksizlik ve kalitesizliği, verimsizliği, israf ve masrafı beraberinde getirmiştir. Buna ‘DUR’ denilecek, üniversite hastanelerimiz her yönüyle desteklenip, nitelik arttırımına gidilecektir.”