Gelişmiş batı ülkelerindeki kalkınmanın temelinde, Tarımsal Kalkınma kooperatifleri ile Kent Kalkınma Kooperatifleri’nin işbirliği yatmaktadır.
Bu sistemde;
– Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri üretiyor, Kent Kalkınma Kooperatifleri ise bakkal, manav, kasap esnafları üzerinden satıyor.
Kent kalkınma kooperatifleri, tarımsal kalkınma kooperatiflerinden satın aldığı tarımsal ürünlerin büyük marketler üzerinden pazarlanmasına izin vermiyor.
Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri de sadece Kent Kalkınma Kooperatiflerine ürünlerini satıyor.
Örneğin Finlandiya’da
– Et üretiminin %74’ünü,
– Süt üretiminin %96’sını,
– Yumurta üretiminin %50’sini
– Orman ürünleri üretiminin %34’ünü,
– Toplam kredilerin ise %34,2’ünü Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri sağlıyor.
Ülkemizde üretimden nihai tüketime kadar olan dikey piyasa kanallarının yapısı, piyasa ekonomisinin gereklerine uygun değildir.
Üretimdeki reel ucuzluk tüketim aşamasına yansımıyor.
Çünkü eksik rekabet şartlarındaki piyasalarda, malların çok sık el değiştirmelere konu olması nedeniyle fiyatlar yükselmektedir.
Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ile Kent Kalkınma Kooperatifleri arasındaki dikey bütünleşme ile birlikte yersiz tekrarlamalar ve el değiştirmeler önlenerek, haksız kazanç sağlayan aracılar devreden çıkartılmaktadır.
Böylece, tarımsal ürünler ya da diğer hizmetlerin tüketiciye doğrudan Kent Kalkınma Kooperatiflerine üye kasap bakkal ve manav gibi küçük esnaf eliyle akışı kolaylaşıyor.
Tabii ki böyle olunca, ülke ekonomisinin ve komşuluk ilişkilerinin temeli olan küçük esnafın da yaşaması sağlanmış oluyor.
Ülkemiz çok bereketli topraklara sahiptir.
Bütün mesele üreticimizin tekrar üretmeye başlamasını sağlamak, toprağımızdan vazgeçmemektir.
Bu nedenle tarıma elverişli bölge belediyelerde, tarımsal ürünler üretimini gerçekleştirebilmek için il ve ilçe belediyelerinin siyasi parti farklılığı gözetmeksizin bir araya gelerek, sadece kendi tüzel kişiliklerinin kurucu olacakları tarımsal kalkınma kooperatiflerini kurup faaliyete geçirmeleri mutlak ihtiyaç haline gelmiştir.
Zira tarıma elverişli bölgelerden şehirlere hızlı ve yoğun göçler, artık oralarda tarım yapılamaz hali meydana getirmiştir.
Köylerde kalan yaşlı nüfusun yeniden tarımsal ürün üretme hareketini başlatmasını beklemek olanaksız olup hayalden başka bir şey değildir.
Mutlaka tarımsal kalkınma kooperatifleri ile yola çıkmaktan başka çaremiz yoktur.
Tarımsal kalkınma kooperatifleri ile üretmeli, üretilen ürünü de yine belediyeler tarafından kurulan ve bakkal, kasap ve manav gibi küçük esnafların ortak olacağı kent kalkınma kooperatifleri yoluyla da satışını gerçekleştirmeliyiz.
Bu yolla, bir yandan ülke ekonomisinin bağımsızlığının ana organlarından olan küçük esnafı yaşatırken, diğer yandan da, hane halkına ucuz ve sağlıklı tarım ürünü sağlamış olacağız.
Örneğin, Ardahan ilimizde altı ilçe belediyesi ve il belediyesi bir araya gelerek kendi belediye tüzel kişiliklerinin ortak olacağı yedi ortaklı bir tarımsal kalkınma kooperatifi kurabilir.
Tarımsal kalkınma kooperatifinin kuruluşunun ardından kent kalkınma kooperatifini de kurarak, küçük esnafla bütünleşip, Ardahan hane halkına ucuz ve sağlıklı tarım ürünü tedarik edebilir.
Bu yolla hem Ardahan il sınırlarındaki küçük esnafın yaşamına katkı sağlamış, hem de hane halkının ihtiyaçlarının doğru tedarik edilmesini sağlamış olur.
Tabii ki, Ardahan gibi tarımsal ürün üretme zenginliği bol olan bir ilin tarımsal üretimi fazla verecektir.
Fazla olan bölüm, tarımsal üretim olanağı bulunmayan diğer il ve ilçe belediyelerin kuracakları kent kalkınma kooperatifleri aracılığıyla, ilgili şehir esnafının ve hane halkının da faydalanabilmesi imkanını ortaya koyacaktır.