Cumartesi, Nisan 20, 2024
Ana SayfaGÜNCELUzman Psikolog Gökhan Çınar: “İGDAŞ’a koşa koşa geldim” 

Uzman Psikolog Gökhan Çınar: “İGDAŞ’a koşa koşa geldim” 

İGDAŞ yönetiminin çalışanlarına psikolojik destek kararları sonrası Genel Müdür ve yönetim kadrosunun da aralarında bulunduğu 300’ün üzerinde İGDAŞ çalışanı, “Katarsis” programıyla tanınan ünlü Uzman Psikolog Gökhan Çınar’ın özel olarak İGDAŞ için verdiği semineri izledi.

10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü’ne atıfla düzenlenen seminerde, başta arama kurtarma ekibi olmak üzere İGDAŞ’ın tüm çalışanlarının, 11 ilde yaşanan depremden sonra bölgeyle etkileşimlerinin psikolojik yansımaları değerlendirildi.

 “Ruh Sağlığı Bakanlığı’nın kurulması hayali için mücadele edeceğini” açıklayan Gökhan Çınar, Kahramanmaraş depremi sonrası konuşulan ‘normalleşme süreci’ ve olası İstanbul Depremi kaygılarına dönük sık yapılan ‘yanlışlar’ı vurgulayarak, öznel yaklaşımlarını açıkladı.   

 İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İstanbul Gaz Dağıtım A.Ş. (İGDAŞ)10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü’ne atıfla, dün Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde, kamuoyunun yakından tanıdığı ünlü Uzman Psikolog Gökhan Çınar’ın dinlendiği bir seminer organize etti. 300’ün üzerinde İGDAŞ çalışanının izlediği seminere, İGDAŞ Genel Müdürü Dr. Mithat Bülent Özmen ve beraberinde diğer İGDAŞ yöneticileri de katıldı. Dr. Mithat Bülent Özmen, “Yeni aldığımız kararlarla, İGDAŞ çalışanları isterlerse ücretsiz bireysel psikolojik terapi desteği alabilecek” dedi.

 İGDAŞ Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, 11 ilde arka arkaya gerçekleşen büyük depremlerin ardından, İGDAŞ çalışanlarının bir bölümünün bölgeye giden “İGDAŞ Arama-Kurtarma Ekibi”nde doğrudan görev aldığı; bir bölümünün de yakınlarını enkaz altında kaybettiği kaydedildi. Bu çerçevede İGDAŞ çalışanları için, özellikle deprem sonrası gelişen kaygılar ve “normalleşme”ye destek olunabilmesinin yanı sıra üstlenilen rollerin psikolojik baskılarıyla başa çıkılabilmesine dönük olarak bir dizi çalışma planlandığı ifade edildi.

Bu kapsamda, İGDAŞ’ın kurumsal olarak psikoloji biliminden de yararlanma gayreti ve mesleğe saygısının bir ifadesi olarak, 10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü’yle de örtüşen bir etkinlik düzenlendiği ifade edildi. Buna göre dün 300’e yakın İGDAŞ çalışanı, kamuoyunda “Katarsis” programlarıyla tanınan Uzman Klinik Psikolog Gökhan Çınar’ı dinlemek üzere, Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nin tiyatro salonunu doldurdu.

“İGDAŞ Arama Kurtarma Ekibi depremde 12 vatandaşımızı enkazdan canlı çıkarmayı başardı”

Semineri izlemek üzere üst kademe yöneticileriyle birlikte gelen İGDAŞ Genel Müdürü Dr. Mithat Bülent Özmen, İGDAŞ çalışanlarına hitaben yaptığı konuşmada özet olarak şunları söyledi:

“Değerli arkadaşlarım, bu organizasyonunun tek çıkış noktası var. Sizler bizim için çok değerlisiniz. İşinizi sürdürürken aynı zamanda her türlü bilimsel bilgiden yararlanabilen bireyler olarak donanabilmenizin yolunu açmak, bu kuruluşun sorumlulukları çerçevesinde adeta ödevidir. Hiçbir işi tesadüfi olarak yapmıyoruz. Hepsinin arkasında bir yönetim vizyonu olduğundan emin olunuz. Örneğin sokak hayvanları için gösterdiğimiz duyarlılık, korunmaya muhtaç yük hayvanları için bir ameliyathane ve yeni barınaklar yaptırmaya kadar gelişti. Bu duyarlılığımız deprem bölgesinde yaralı hayvanların tedavisinde çözüm arayan bir kuruluş için ışık olmuş; bizim kapımızı çaldılar. 400’e yakın yaralı ve bakıma muhtaç hayvanı, İstanbul’a getirip sağlıklarına kavuşturduk.

 İGDAŞ Arama ve Kurtarma Ekibimizin depremden hemen sonra Hatay’da aralarında çocukların da olduğu 12 vatandaşımızı enkaz altından canlı çıkarmayı başardığını biliyorsunuz. Arkadaşlarımız ardından Gaziantep’in Nizip ilçesinde 26 mahallede, 690 km çelik ve polietilen hattı üzerinde gaz kaçağı taradılar ve deprem sonrası Nizip’e yeniden doğal gaz verilmesine yardımcı oldular. İGDAŞ’ta depremde yakınlarını kaybeden 52 çalışanımız olduğunu tespit ettik. Aldığımız kararlarla biliyorsunuz İGDAŞ çalışanlarının ücretsiz bireysel psikolojik terapi desteği alabilmesini sağladık. Kurum olarak bu yükü, çalışanlarımız adına üstleniyoruz. Ancak hala toplumumuzda ‘terapi’, Avrupa toplumları gibi alışkanlıklarımıza yansımış sayılmaz. Yararlanmaktan çekinmemeniz için, önce psikoloji biliminin toplum için ne derece elzem olduğunu görebilmelisiniz. İşte bu seminerde bunu görebilmenizi amaçladık. Önümüzdeki süreçte göreceksiniz gerek toplu, gerekse bireysel psikolojik destek eğitimlerine daha fazla ağırlık vereceğiz.”

Gökhan Çınar “İGDAŞ’a koşa koşa geldim”

Dr. Özmen’den sonra söz alan Uzman Klinik Psikolog Gökhan Çınar da konuşmasında “Dertleşme” adını verdikleri buluşmaların çok uzun zamandır devam ettiğini belirterek, şunları ifade etti:

“İGDAŞ’ın çalışmalarını duyup dinlediğimde, İGDAŞ ailesinden her bireyin ayrı ayrı psikolojik sağlıklarıyla, destek sistemleriyle önemsendiğini duymak beni çok mutlu etti. Maalesef genelde kurumsal olarak bu türden yaklaşımlarla karşılaşmıyorum. Bu yüzden bugün buraya koşa koşa geldim diyebilirim.”

Programın adına “Gel Yeniden Başlayalım” başlığını koyduklarını ancak bunun “geçmişi silmek”le ilgisinin olmadığını ifade eden Çınar, “Bence olumsuz duygu yok. Bütün duyguların bizi büyüten bir tarafı var. Biz zaten bütün yaşadıklarımızın üstüne büyürüz. Dolayısıyla bunu daha çok ‘hikayemizi nasıl dönüştürürüz’ olarak anlamalıyız” dedi.

“DESTEK İHTİYACI, GÖRÜNMEZ HALE GELİRSE, O ZAMAN TOPLUMUN TRAVMALARINDAN KURTULAMAYIZ”

İGDAŞ çalışanlarının sorularıyla, etkileşimli olarak sürdürülen seminerde, deprem öncesi kaygılar ve doğrudan depremzedelerde oluşan psiko-travmatik etkilere dönük ruhsal destek süreçleri de konuşuldu. Kahramanmaraş depremi üzerinden kendi deneyimlerini anlatan Çınar, şunları söyledi:

“Depremden sonra oralara ben de gittim. Sahada hala acil travma tedavi yöntemleri kullanan meslektaşlarım var. O bölgede yaşanan travmaların etkilerinin 20 günle ya da birkaç ayla çözümlenebilmesi mümkün değil. Ama kamuoyunda daha hızla unutuluyor. Destek ihtiyacı, görünmez hale gelirse, o zaman toplumun travmalarından kurtulamayız. Bir de depremden sonra göç hareketleri var. Aileler göç ediyor ama erkekleri hala evlerini korumak için orada. Aileler geri geldiğinde yeni bir eğitim süreci başlayacak. Türk Psikologlar Derneği aracılığıyla, sadece deprem bölgesinde değil, en çok göç almış şehirlerde de destek tedavileri sürecine başlandı. Bu uzun süreçli bir çalışma ki şimdi artık konteyner kentlerde ve alandaki hastanelerde de meslektaşlarımız kendi odalarını kuruyor.”

Depremin dünyanın her yerinde, literatürde temelde bir travma olarak kabul edildiğini belirten Çınar, sözlerine şöyle devam etti:

“Deprem doğal bir afettir ve etkilerinin yaralarının sarılması çok başka süreçleri getirir. Olası bir İstanbul depreminde de bu süreçlerin gereğini şimdiden görebiliyor olmalıyız. Deprem öncesi kaygılara dönük destek tedavileri de ayrı bir konu. Bizim toplumumuz daha çok bir kaygı toplumu. Bundan 20 yıl öncesinde kültürel olarak birbirimizle daha çok iç içe geçtiğimiz için daha sağlıklı ve daha doğru iletişimler içinde, psikolojik destek mekanizmaları toplum içinde kendiliğinden daha kolay harekete geçebilirdi. Zaman geçtikçe kutuplaşma-ayrışma çok arttığı için bu iç içelik, daha çok ‘elalem ne derler’ ile başlayan, kendimizi diğerlerinin gözünden çok izlememize yol açan, ya bireysel hayatlarımızda çok sahip çıkmadığımız çoğunlukla ya da duvarları dele dele sahip çıkmaya çalıştığımız ölçüde yaygın anksiyetelere dönüştü. Yaygın anksiyetelerin olduğu toplumlarda psikolojik sağlığın yüzdesinin yüksekliğinden söz edemeyiz. Ama bu tarz kaygı yaygınlığına rağmen, destek tedavi yöntemleriyle iyileştirilebilen insanlar olduğunu da biliyoruz. Yani denizyıldızı hikâyesi gibi kaç hayat kurtarırsak kar.”

“NORMALLEŞME” TOPLUMDA YANLIŞ ANLATILIYOR

Deprem sonrası ‘normalleşme’ kavramına da değinen Çınar, normalleşmenin hiçbir zaman ‘var olan acıyı yok saymak’ olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben depremin daha birinci haftasında insanların çıkıp artık normalleşmemiz lazım demesine tepkiliydim. Normalleşme geçiş için sağlıklı bir şey ama günün sonunda gerçek normalleşme, hani bir parçanız bir eşyanız gibi acıyı alıp yürüyerek hayatınıza devam edebilmektir aslında. Ya da kafamızı işimize, çocuklarımıza çevirirken; aynı ritimle o bölgeye de çevirebilmeye devam ettiğimiz bir şeydir. Normalleşme toplumsal olarak da bireysel olarak da yanlış kullanılıyor toplumda. Acıyı yok saydığında hasta olursun.”

“DUYARSIZLAŞAN HER TOPLUM SAĞLIKSIZLAŞIR”

Duyarsızlaşan her toplumun sağlıksızlaştığına da değinen Çınar, “Olan bitenlere karşı hissizleşmiş her insan her toplum hissizleştikçe kendisini, ailesini koruduğunu zanneder ama üstü kapatılan her şey döner dolaşır ‘engellenmiş travma’ olarak, o kişiye o topluma geri döner. Bu parçanın bütünün bir kısmı olmasından kaynaklanır. Fizikte de böyledir psikolojide de böyledir, birçok disiplinde böyledir. Duyarsızlaştığımız bu dönemlerde maalesef psikolojik olarak sağlıklı değiliz. Üstünü kapattığımız her şeyi bir süre sonra uzun yıllar atlatamadığımız travmalara dönüştürmüş olabiliriz” şeklinde konuştu.

“RUH SAĞLIĞI BAKANLIĞI’NIN KURULMASI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİM”

 Uzman Psikolog Gökhan Çınar seminerde ayrıca “Hayatımdaki mücadelelerimden biri de Ruh Sağlığı Bakanlığı’nın kurulması olacak. Ütopik görülüyor belki ama buna örnek olan ülkeler var, niye bizde de olmasın. O zaman terapiye gitmek bu kadar aykırı görünmeyecek çünkü hizmetin bir parçası olacak. Herkesin o hizmeti alabildiği günler gelecek diye umuyorum” dedi.

Kartalin Sesi
Kartalin Sesi
Kartal'ın Sesi Gazetesi yazarı
İLGİLİ HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -

En çok okunanlar

Son Yorumlar

Zehra Sayar on Yılbaşı
Deniz Özlem Er on Yılbaşı