Öğrenci Veli Derneği (Veli Der) Kartal Mehmet Hilmi Altay İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında “Milli Eğitim Bakanlığı’ndan çocuklarımıza kahvaltı, su ve öğle yemeği verilmesini talep ediyoruz” dedi.
Kartal/ Yüksel Fırat
Okul önünde toplanan veliler yaptıkları basın açıklamasında “Her yeni günümüz bir önceki günü aratır oldu. Derinleşen yoksulluktan daha fazlasını yaşıyoruz artık. Açıkçası derin bir çıkmazdayız” dediler.
“YOKSULLUĞUN DEĞİL AÇLIĞIN ÇIKMAZINI YAŞIYORUZ”
Yoksulluğa dikkat çekilen açıklamada; “Dört kişilik bir ailenin gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı Ağustos 2023 için 37 974 TL. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama yani açlık sınırı tutarı Ağustos 2023 için 11 bin 658 TL. Fakat asgari ücret 11 bin 402 TL. Bu rakamlarla yoksulluğun değil açlığın çıkmazını yaşıyoruz açıkçası.”
“EĞİTİM SİSTEMİ HER GEÇEN YIL DAHA DA FAZLA PARALI HALE GETİRİLMEKTE”
Basın açıklamasını okuyan Ömer Yılmaz 11 Eylül’de okulların açılması ile her türlü mücadeleyi tüm velilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla ve tüm sosyal paydaşlarınızla birlikte vereceklerini belirterek;
“Biz velilerin yaşamış olduğu bu durum tabi ki çocuklarımızın eğitim masraflarını karşılayamaz hale getirmekte. Herkes artık şunu çok iyi bilmektedir; eğitim sistemi her geçen yıl daha da fazla paralı hale getirilmekte. Milyonlarca öğrenci velisi çocuklarını okutabilmek için çok yüksek rakamlarla harcama yapmak zorunda bırakılmaktadır. Ödemiş olduğumuz vergileri, bizlerin ihtiyaçları için harcamaktan kaçınanlar, herkesin eşit ve parasız olarak yararlanması gereken eğitim hakkını para ile satmaya çalışanlar bu durumun öncelikli sorumlusudur.
EĞİTİM HAKKI FİİLEN ENGELLENMEKTE
Bugün okula başlayan bir çocuğun eğitim masraflarını en basit şekilde hesaplarsak; kıyafet, kırtasiye olarak ele aldığımızda beş-altı bin liraya kadar yükselmektedir. Servis ücretleri ise; devlet okullarında yüzde 70, özel okullarda ise yüzde 200’lere varan zamla velinin ödeyemeyeceği miktara yükselmiştir. Beslenme, su, fotokopi, belirli gün ve hafta kutlamaları vb. harcamalar bu harcamaların dışında. En temel hak olan eğitim hakkı, artık biz veliler için lüks haline geldi. Bu, eğitim hakkının fiilen engellenmesidir.
Eğitim masrafların artmasının yanı sıra, çocuklarımızın okula kaydını yaptırırken bağış adı altında fahiş ücretler talep edilerek bizlere yaşatabilecekleri en sıkıntılı anları reva görüyorlar. Yoksulluğun görece yüksek olduğu semtlerde okula kayıt için istenen bağış miktarı 5-10 bin lira arası olurken, görece daha varsıl kesimlerde 100-120 bin liralara kadar bu ücretlerin çıktığını duymaktayız.
OKULLARIN EĞİTİM ÖDENEKLERİ ARTIRILMALI
Biz veliler şunu da çok iyi bilmekteyiz; okullara yeteri kadar verilmeyen eğitim ödeneği yüzünden biz velilerden zorunlu olarak bağış toplanarak kaynak oluşturulmaktadır. Okullara yeterli ödenek göndermeyen MEB, tavşana kaç tazıya tut misali, bir taraftan okul yönetimlerine “kendi kaynağınızı kendiniz bulun, kendi yağınızla kavrulun” derken diğer taraftan velilere “bağış yapmak zorunda değilsiniz” diyerek okul idareleriyle velileri karşı karşıya getirmektedir. Eğitime ayrılan bütçenin büyük bir bölümünün personel giderleri olarak harcandığını da biliyoruz. Bu yüzden mutlak surette okulların eğitim ödenekleri artırılarak velilerden bağış toplama uygulamasına son verilmelidir.
MİLYONLARCA ÇOCUK AÇLIKTAN BAŞ DÖNMESİ, BAŞ AĞRISI SORUNU YAŞIYOR
Ayrıca çocuklarımızın okulda olduğu süre içerisinde beslenme ve sağlıklı suya erişim sorunları ile karşı karşıya kaldıkları da aşikardır. Kantinden beslenme ücretleri geçen yılın en az iki katı olacağını varsayarsak bir öğrencinin günlük harcanması 90-100 liralara çıkması çok olasıdır. Biz velilerin yüzde 50’sinden fazlası asgari ücretle çalıştığı koşullarda bu masrafların karşılanması mümkün değildir. Velilerin yaşadığı işsizlik, yoksulluk, sosyal yardımlara muhtaç olma hali özellikle tam zamanlı okullarımızda eğitim gören çocuklarımızda çok daha ciddi sorunlara yol açmaktadır. Karnı doymadan okula gelen milyonlarca çocuğumuzun derslerde baş dönmesi, baş ağrısı sorunu yaşadığını da biliyoruz.
‘ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ YEMEK VERİLSİN, TEMİZ İÇME SUYU SAĞLANSIN’
İlk kez Milli Eğitim Şûrasında ‘öğrencilere ücretsiz yemek verilsin, temiz içme suyu sağlansın’ şeklinde karar alınmasına karşın, bir türlü hayata geçirilemedi. Gelişim çağındaki bu çocuklarımızın süt içmesi, yumurta, sebze, meyve, protein tüketmesi lazım. Beslenme yetersizliği nedeniyle sağlık sorunu yaşayan çocuklarımızın sayısı her geçen gün artarken okullarda bir an önce yemekhaneler açılarak okul yemeği programı başlatılmalıdır. Diğer yandan Açlık ve yoksulluk sınırı altında maaş alan velilere mutlaka okullar başlamadan önce eğitim ödeneği verilerek birazda olsun nefes almaları sağlanmalıdır.”