BÜLENT ARINÇ VE SİYASAL PRAGMATİZM
AKP’li eski TBMM Başkanı Bülent ARINÇ’ ın zaman zaman yaptığı çıkışları siyasal pragmatizme verilebilecek en iyi örneklerdir.
Her koşula, her siyasal iklime rahatlıkla adapte olabilecek bir zemin üzerinde hareket ettiği için her dönem kendisini yaşatma ve hatırlatmada ustadır.
Bütün AKP’li kadrolar gibi iktidardayken muhalefet, ezerken ezilen, mağdur ederken mazlum rolünü çok iyi oynayabiliyorlar.
İşte bir süreden beri AKP’nin “özgül ağırlığı” olan kadrolarından biri olarak Bülent ARINÇ, zaman zaman siyasal gündemi epey meşgule eden açıklamalar yapmış, her ne hikmetse açtığı tartışmanın sıcaklığı soğumadın bir başka açıklamayla kendisini çürütüyordu…
Hem AKP içinden muhalefetinde ortaklaşacağı “muhalif bir ses olma” hem “içeriden görünme”, aynı anda hepsini başarabilmek gerçekten ustalık ister.
Yakın siyasi hayatımızda büyük gerilimlere neden olan ve 2009’da başlatılan “Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast yapılacak” şeklindeki “kozmik oda” operasyonlarında, KHK faciadır” açıklamasında, AKP ile ayrı düştüğünü söyleyen, ardından yeni bir açıklama daha yaparak AKP ile birlikteliğinin devam ettiğini ve “Cumhurbaşkanı’nın yanında” olduğunu söyleyen, mahkemelerin Kaftancıoğlu ve Ekrem İmamoğlu kararlarını eleştiren, Öksürmenin, bağırmanın zamanıdır. Kral çıplak demenin vaktidir” bile diyen isim yine “kelime oyunu ustası” Bülent ARINÇ’tı.
AKP’nin kurucuları arasında yer alan Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle bu yıl yapılması planlanan seçimlerin ertelenmesi için çağrı yaparak gene kendisini hatırlattı.
Peki ARINÇ’ın seçimlerin ertelenmesi için yaptığı çağrı hukuksal olarak mümkün mü..?
Anayasa’nın 78. maddesine bağlı olarak 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nun 5. Maddesi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sadece savaş hali nedeniyle ve ancak bu nedenden kaynaklanan TBMM kararı ile 1 yıl ertelenebileceğini net bir şekilde belirtiyor.
Yüksek Mahkeme’nin 2012/30 sayılı esas ve 96 sayılı karar metni “Savaş ve benzeri zaruret sebepleriyle seçimlerin yapılmasının fiilen imkansız kalması” halinde ertelenmesinin önünü açıyor.
Her ne kadar Anayasa’da sadece “savaşın” seçimlerin ertelenmesine neden olarak gösterilebileceği belirtilse de, Anayasa Mahkemesi’nin kararındaki “benzeri zaruret” tanımı, deprem.,afet gibi durumların da bu “zaruret” içine alınabileceği ihtimalini kuvvetlendiriyor.
Yüksek yargıyı kendi kadrolarıyla şekillendiren AKP Anayasa Mahkemesi’nden rahatlıkla seçimi erteleme kararı çıkarttırabilir.
Bunu da üzerinde tepine., tepine “bağımsız yargının kararı” deyip., anlatmaya çalışır.
Boğaziçi Üniversitesi’nden siyaset bilimci Mert Arslanalp’a göre bu bir ‘yürütme darbesi’ ve ‘Türkiye’de demokrasi umudunun üzerine çakılacak son çivi’ olur. “Buna literatürde ‘autogolpe’ deniyor İspanyolcada. Öz darbe demek. Türkçe’de daha anlaşılacak şekilde söyleyecek olursa bir tür yürütme darbesi ” tanımını yapıyor.
20 yılda her yönü ile iktidarı yıpranan AKP seçimleri erteleterek kazanacağı zaman içinde kendi siyasi enkazını toparlamak konusunda zaman kazanmak isteyebilir.
Belli ki her dönem her kalıba rahatlıkla girebilecek ARINÇ’a birileri “seçimlerin ertelenmesi noktasında çağrı yaptırarak muhalefetin ve kamuoyunun nabzını tutup, bir sonraki adımın stratejisini belirlemek istiyorlar.
