Kartal’da Raif Zor dostları ve kültür-sanat tutkunları klasikleşen Raif Zor sergi ve imza etkinliğinde buluştu.
Yazar-Ressam-Karikatürist-Edebiyat Eleştirmeni Raif Zor, Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde, Çakma Hırsız adlı son öykü kitabı ve rapido kalem kullanarak, tarama tekniği ile çizmiş olduğu Bursa Gölyazı Manzaraları tabloları ile sanatseverlerle ve dostlarıyla buluştu.
Kartallı aydınlar Niyazi Yaşar, Ali Rıza Gelirli, Dilek Uyar, Dilruba Nuray Erenler, Olcay Kasımoğlu, Refik Köksal ve ses sanatçısı Yağmur Bakır yaptıkları sunumlarla etkinliği yine özgün bir Raif Zor klasiğine dönüştürdüler.
Etkinlik bu kez bir başka özgünlüğü daha barındırdı. Raif Zor’un Torunlar Arya ve Asya resim ve şiir sergileriyle dedeleriyle birlikte ilk sergilerini açtılar.
Artshop Yayınları’ndan çıkan Raif Zor’un altıncı kitabı sekizi mizah içerikli on bir öyküden oluşuyor. Arka kapak yazısında Erdem Çeliker şöyle diyor; “Raif Abinin roman ve öykülerindeki sanatsal gücünü, temayı ele alışındaki ve işleyişindeki ustalığını okurları bilirler. Çakma Hırsız’daki öykülere yazarı veya anlatıcısı olarak kendi yetmezliklerini ve zaaflarını katması, okuruyla söyleşmesi, hatta çatışması farklı bir lezzet oluşturmaktadır”
Etkinlikte de bir sunum gerçekleştiren Olcay Kasımoğlu, etkinliği şöyle değerlendirdi:
Kıymetli dostum Raif Zor’un resim sergisi ve son çıkan romanı ‘Çakma Hırsız’ı okuyucuyla buluşturmanın heyecanını paylaştık.
Uzun zamandır görmediğim dostlarımla buluşmak, emeği onurlandırmak, dayanışmanın gönüllü beraberliğine eşlik etmek çok güzeldi.
Resim nedir ya da resim yapan insanların nasıl bir düş gücü ve doğayı algılama gücü vardır diye düşünürken: ”Resim yapmanın,” renklerin dansı olduğu bir zevk ve duygu işi olduğunu, özellikle resim yapan insanların gözlerinin ne kadar keskin olabileceğini düşündüm.
Her mesleğin kendi içinde incelikleri var. Şiire el, göz, ruh olmayı seven aklım ve beynim ‘içimdekilerin sahiciliğini inandırmak için dünyaya resimler çizeceğim diyor…
Evet, insan en içten yerinden hareket ederek bir şeyi iyiye doğru geliştirmeli, gerekli olan budur bize.
Özellikle resimleri işleyen ressamları düşündükçe; resim sanatının bir hesap ya da bir usa vurma işi olmadığını düşünüyorum.
Bununla birlikte ihanetin, açlığın, adaletsizliğin ve savaşın olduğu dünyaya başkaldıran fırçalarını renklere batırıp tabloların bağrına sürenleri görünce, bir kez daha sanatın önünde saygıyla eğildim.
Sanat var oldukça ve bilim sanatla beslendikçe; doğanın ve insanın yoldaşlığı daim olacak…
Emeği geçen herkesi kutluyorum…”
