“Halkın talebini yok sayan anlayış içerisinde olmak doğru değil.”
Ertuğrulgazi Mahallesi imar planı uygulamasına karşı 2000’e yakın vatandaş Ekim ayında belediyeye giderek dilekçe vermiş, geçen haftalarda ise parselasyon planının iptali için dava açılmıştı. Ertuğrul Gazi Mahallesi örneğinden hareketle Pendik’te imar ve tapu sorunlarına ve çözümlerine dair sorumuza S. Tarık Balyalı şu ifadelerle açıklık getirdi;
“Pendik’teki Ertuğrulgazi Mahallesi‘nde temelinden baktığımızda 30 seneden beri çözülemeyen bir mülkiyet ve imar sorunu var. Mülkiyetle ilgili 2010 yılında Pendik Belediyesi’nde bir karar alındı. Biz de o karara destek verdik. Vatandaşın tapusunu alması noktasında doğru bir karardı. Çünkü hazineden bu arsaların alınıp ucuz fiyatlarla vatandaşa satılması doğru karardı. Doğru yapılan şeylere destek veririz. Ama imar planlama sürecinde ne yazık ki mevcut imar planlarıyla ‘Dağ fare doğurdu.’ diyebiliriz. Tam olarak mevcut imar koşullarında da bölgenin dönüşümü çok da mümkün olmayacağı gibi vatandaşların da çok ciddi itirazları var. Ortaya çıkan tabloda da hem Şehircilik Bakanlığına hem de planlar hem de uygulama imar planlarına da idare mahkemelerinde dava açtılar. Şimdi binlerce kişinin itiraz ettiği ve dava açtığı bir husus artık toplumsal bir sorundur. Bu meselede inat etmemek lazım.
Mahallenin talebini dikkate almadan yapılan işler sonuç doğurmaz. Sonuçta siyaseti biz halk için yapıyoruz. Halkın talebini yok sayan anlayış içerisinde olmak doğru değil. Benim görüşüm Ertuğrulgazi Mahallesi’nin planlarının yenilenmesi, bir baştan yapılmasıdır. Kademeli Emsal Yöntemiyle vatandaşların rahat dönüştürebileceği, yerinde dönüştürebileceği bir çözümün ortaya konmasıdır. Zaten biz de bu konuda çalışma yapıyoruz.”
“Dönüşüme değerli yerlerden başlarsanız Rantsal Dönüşüm olur.
Yerinde dönüşüm ile Pendik için özelbir kentsel dönüşüm”
Kentsel dönüşümün eş zamanlı olarak rantsal dönüşüm olarak da tanımlandığı, vatandaşın mülkiyet kaybına uğramadan depreme dayanıklı konutlara ulaşması için dönüşüm ve konut politikasına dair Balyalı;
“Tabii ki eski bir anlayış, 1 koyup 3 almak. Vatandaşta zannetti ki kentsel dönüşümde ben 1 koyacağım 3 alacağım. Aslında tabii ki böyle bir gerçeklik yok. Çünkü temel hedef, vatandaşlarımızın, halkımızın depremde güven içinde yaşayabilecekleri konutları inşa etmek. Meseleye bu temelden baktığınızda kentsel dönüşüm rantal dönüşüm olmaktan çıkar. Ama siz İstanbul’da gerçekten dönüşmesi gereken yerleri bırakıp da değerinin daha yüksek olduğu yerlerden dönüşüme başlarsanız, işte bu tam olarak rantsal dönüşüm oluyor.
Bizim Pendik’teki genel bakış açımız, mahallelerin önemli bir kısmı ciddi derecede yaşlandı. Bina stokları eskidi ve 2000 öncesinde yapılan binaların %40’ı ciddi hasar alma riskiyle karşı karşıya. Öyleyse bu yerinde dönüşümle bunlar mutlaka dönüştürülebilmesi gerekiyor. Pendik’e özel bir kentsel dönüşüm modeli üzerinde çalışıyoruz. Bu tabii ki de rant yaratmadan vatandaşların dönüştürebileceği biçimde olacak. Bununla ilgili artık son noktaya aşağı yukarı geldik gibi. Yakında buna ilişkin çözümlerimizi Pendik halkı ile buluşturacağız.”
Bir kadına yönelik şiddete ilişkin düşünceniz ve somut projeler
“Bizim İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nde de kadınlar, çocuklar ve gençlere ilişkin çok somut politikalarımız var. Ve bunları her türlü engellemeye rağmen hayata geçiriyoruz. Aynı şekilde Pendik Belediyesi’nde de yönetimi devraldığımız zaman aynı bakış açısıyla aynı politikalara devam edeceğiz. Yani kreşlerden yurtlara, ders atölyelerinden kadınların istihdamına kadar kadınların sosyal yaşama ve ekonomik yaşama katılabilecekleri projeleri hazırlıyoruz. Bunları da özellikle E5’in üzerindeki mahallelerde hayata geçirmek niyetindeyiz.
Bugün kreş dediğiniz şey sadece çocukların güvenli alanlarda eğitim alması demek değildir. Aynı zamanda kadınların da sosyal hayata katılabilmeleri, ekonomik hayata katılabilmeleri için de önemli bir araçtır. Buna ilişkin de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ne yaptıysak aynısını Pendik’te yapacağız. Pendik’te kreşlerin ne kadar büyük bir eksiklik olduğunu çok iyi biliyoruz. Şu ana kadar da 8 tane projelendirdiğimiz kreş var.
Yine kadınlara ilişkin özel istihdam projelerimiz de mutlaka olacak. Kadınların evlerinde yapmış oldukları ve ekonomik değere sahip olan, özellikle el işlerinin satılabileceği, değerlendirilebileceği pazarlar da kuracağız. Bunların hepsiyle ilgili önemli projelerimiz var. Şubat ayı sonu gibi bütün projelerimizi Pendik halkıyla paylaşacağız.”
“Gençler Pendik’te bence önümüzdeki 5 yıl en şanslı dönemlerini geçirecekler”
“Pendik genç nüfus açısından çok şanslı. İstanbul’un en fazla genç nüfusa sahip olan ilçelerinden bir tanesi. Onların doğru vakit geçirebileceği yerler yaratmak gibi görevimiz olduğu gibi, eğitim hayatları boyunca da onlara katkı sunmak bizim bir görevimiz. Bu konularda çalışmalar yapıyoruz. Uyuşturucuyla mücadele noktasında ciddi çalışmalarımız var. O konuda çalışmalar yapıyoruz. Gençler Pendik’te bence önümüzdeki 5 yıl en şanslı dönemlerini geçirecekler.
Pendik’te toplam nüfusumuz 750.000. Sadece bu seçimde ilk kez oy kullanacak bile 52.000 genç seçmenimiz var. Bunların 21.000’i de ilk defa oy kullanacaklar. 52.000 ilk defa bir yerel seçimde oy kullanacak, 21.000 de ilk defa herhangi bir seçimde oy kullanacak. Bunlar tabii çok önemli rakamlar.”
“Pendik Belediyesi çalışanlarının tecrübelerine güveniyorum ve onlarla birlikte iş yapacağım.”
İşçiler için kötü bir gelenek olarak her yeni başkanla birlikte çalışanların işten atılması ve sürgün tehlikesi gündeme geliyor. Bu konuda çalışanların herhangi bir kaygı taşımaması gerektiğini söyleyen Balyalı şunları söyledi:
“Asla taşımamalı. Hatta işin kötü tarafı parti değişmesine rağmen Pendik’te belediye başkanı ismi değişince mevcut belediye başkanı eski belediye başkanının bütün kadrolarını kıyıma uğrattı. Bizde böyle olmayacak. Çünkü; ben Pendik Belediyesi çalışanlarının tecrübelerine güveniyorum ve onlarla birlikte iş yapacağım. Böyle bir yeni kadro arayışım da yok. Zaten kimse de böyle bir şey duymamıştır şu ana kadar. Ben arkadaşlarımızın bu konudaki tecrübelerini, bilgilerini, birikimlerine gayet güveniyorum. Ben de gayet güzel işler yapacağız.”
“İşçi çalışanların açlık sınırında bir ücret aldık.”
İşçi çalışanların açlık sınırında bir ücret aldıklarını bildiğini ifade eden Balyalı, “Bu durumu düzeltecek ücret politikası var mı? sorusuna şu cevabı verdi;
“Kesinlikle olacak. Ve bunları çalışan arkadaşlarımızla yüz yüze, herhangi bir aracı olmadan konuşacağız. Pendik Belediye Başkanı beş senede ilk defa çalışanlarla bir araya gelmeyi galiba uygun görmüş. Biz de öyle olmayacak. İlk günden son güne kadar aracısız biçimde bütün işçi arkadaşlarımızla bir arada olacağız.
Birincisi adil olacak. Adaletsiz olmayan, hesap verilebilirliği olmayan hiçbir politikayı biz temelde geliştirmeyeceğiz. Sosyal politikalar buna dahildir. Çünkü yapılan iş yani önemli bir iştir. Gelir açısından dezavantajlı olan kesimlerin devlet tarafından desteklenmesi bence gayet önemli. Gönül ister ki ülkemize, şehrimize hiç fakirlik olmasın. Sosyal yardımlara ihtiyaç duyulmasın. Ama ne yazık ki Pendik özellikle eş güdümlü olarak sosyal yardıma ihtiyaç duyan bir şehir. Adaletli ve hesap verilebilir bir biçimde, var olan sosyal yardımların üzerine koyarak, üzerine çıkarak, var olan sosyal yardımları kesmeden yeni ve uygun sosyal yardımlarla Pendik’te birlikte olacağız.”
“Pendik, hareketli, cazibe merkezi olan bir şehre dönüşecek.”
“Akşamı olmayan bir Pendik”, “Uyuyan Şehir” tanımını kullanan Balyalı, kültür ve sanat anlamına ilişkin hedeflerden bahisle;
“Pendik’in kültür ve sanat hayatı çok tek düze. Bu tekdüzelikten kurtulamamış. En fazla senede birkaç kere sahilde yapılan konserler dışında kültür merkezlerinde çok da ilgi görmeyen birtakım toplantılar dışında kültür sanat hayatının hareketli olmadığını söyleyebilirim. Özellikle tiyatrolar noktasında çok ciddi eksiklikler var. Bunları geliştirmek, çağın koşullarına ve İstanbul’a ve Pendik’e yakışır hale dönüştürmek zorundayız. Buna uygun da bir kültür politikamız var. Pendik’i uyuyan bir şehirden artık çıkarmak durumundayız. Bu kültür sanat için de böyle, esnaf için de böyle, başka çalışmalar için de böyle. Her noktada Pendik’in hareketli, cazibe merkezi ve çekim merkezi olan bir şehre dönüştürülmesini amaçlıyoruz. Bütün çalışmalarımız bunun için bir bütün. Tabii E5 üstündeki dezavantajlı kesimlerin mutlaka desteklenmesine önem gösteriyoruz. İkincisi Pendik’i uyuyan şehir hüviyetinden çıkartacak canlı, hareketli ve çekim merkezi olan bir şehre dönüştürmeye çalışacağız. Bütün politikamız ve projelerimiz bunun üstüne.”
“Vatandaşlarımızdan görüş alarak çalışmalarımızı yürüteceğiz.”
Başta belediye çalışanları olmak üzere Pendik halkı demokratik bir katılım süreçlerine katılabilecek mi?” sorumuza cevaben Balyalı;
“Elbette ki katılımcılık, şeffaflık ve sürdürülebilirlik temel esaslarda mutlaka fiiliyata geçmelidir. Biz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde katılımcı bütçe uygulaması yapıyoruz. İstanbul halkı çeşitli projelerle bütçeye dahil olabiliyorlar. Aynı esaslar Pendik için de geçerli olacak.
Birinci olarak; katılımcı bütçe esasıyla muhtarlarımızın, derneklerimizin, vatandaşlarımızın çeşitli projelere katılmasını zaten isteyeceğiz. İkincisi, biz mahallelerde proje yaparken, çalışma yaparken ya da farklı konularda proje yaparken ilgilerinden ve vatandaşlarımızdan görüş alarak bunları hayata geçireceğiz.
Katılımcılık bizim için çok önemli. Sosyal medya ve dijital altyapılar da buna artık çok uygun vaziyette. Bunları doğru biçimde ve hızlı biçimde kullanarak Pendik’in projelerini Pendik’le birlikte tasarlayacağız.”
“Sosyal medyada gelen talep ve önerileri okuyorum.”
“Yakında da Pendik açısından en azından adaylık sürecine ilişkin bunlara başlıyoruz. Çünkü burası çok büyük bir şehir ve çok da sorunları olan mahallelerimiz var. Elbette ki biz sorunları biliyoruz. Buna ilişkin çözüm önerilerimiz var ama bazen sokaktan öyle güzel öneriler geliyor ki bunlara saygı duymamak elde değil. Bunların da çok müthiş projeler oluyor. Bunları da değerlendirmeye çalışıyoruz. Hem adaylık sürecinde bunları değerlendiriyorum hem de belediye başkanı olduktan sonra da bunları hayata geçirmeye devam edeceğim.”
Sosyal medya hesaplarınızın yorumlarındaki önerilere de taleplere de dikkat ettiğini söyleyen Balyalı şöyle devam etti:
“Yani hepsine bakıyorum. Bütün sosyal medya hesaplarım açıktır. Bütün yorumlara bakarım. Olabildiğince mesajları okumaya çalışırım. Vatandaşlardan bu konuda gelen her türlü görüşü ve öneriyi dikkate aldığımı söyleyebilirim. Zaten izleyenler de bilir. Bir sürü bana mesaj atmıştır. Sonunda mutlaka bir şekilde dönmüştür. Çok ciddi öneriler ve talepler de söz konusuydu. Bunları görünce açıkçası, kulak kabartmak gerekiyor herhalde bunlara.”
“Mutluluğun resmini çizebilir misin?”
Balyalı, son olarak “Burada önemli dediğiniz bir konu var mı?” sorumuzu şu şekilde cevapladı:
“Pendik’i uyandırmak lazım. Burası uyuyan bir şehir haline geldi. Eskiden İstanbul’un Anadolu yakasının cazibe merkezlerinden bir tanesi olan, hareketliliğiyle ün salmış Pendik Çarşısı, artık ne yazık ki sabah 10’da önce hiç kimsenin dükkanını açmadığı, akşam 8’den sonra da dükkanların kapalı olduğu bir şehir haline dönüştü. Bunun bilinçli politika sonucu olduğunu biliyoruz. Pendik’i tekrar eski günlerine döndürmek bizim birinci amacımız. Çünkü ben Pendikli’yim ve Pendik’e karşı önemli bir aidiyet duygum var. Pendik’e yakışır bir yönetimle Pendik’i tekrar eski güzel günlerine dönüştüreceğiz.
Ressama sormuşlar: “Mutluluğun resmini çizebilir misin?” Mutluluğun resmini biz Pendik’te çizeceğiz. İnsanların mutlu olabildiği, gençlerin özgürce hayatını devam ettirebildiğini, kadınların sosyal hayata katılabildiği, her türlü tehlikeden uzak, çocuklarıyla cıvıl cıvıl bir Pendik hayal ediyorum. Benim için Pendik’te mutluluk resmi budur.”
Her Pendik’liye kapım açık.
“Hep birlikte yaşıyoruz.”
“Belediye meclis üyelerimizin de belirlenmesinden sonra, şubatın sonuna doğru bir proje lansmanı yapacaklarını açıklayan Balyalı, “Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı bazı mahallelerde olan önyargıyı kırdığınızı düşünüyor musunuz?” sorusuna cevaben;
“Şöyle, benim hiç kimseye karşı bir ön yargım yok. Ve herkesin oyununa talibim. Bana karşı da Pendik’te hiç kimsenin bir ön yargısı olmadığını biliyorum. Çünkü herkes bir şekilde bu şehirde komşu ve çok uzun zamandan beri bu şehirde yaşıyoruz. Hep birlikte yaşıyoruz. O yüzden ben Pendik’te bir önyargı olacağı kanaatinde değilim. Şu ana kadar da bir ön yargıyla karşılaşmadım. Gayet keyifli bir seçim süreci geçiriyoruz. Her partiye mensup olan vatandaşlarımız sokakta konuşuyoruz. Rahatlıkla konuşabiliyoruz. Benimle her şeyi konuşabiliyorlar. Her türlü görüşlerini sunuyorlar, eleştirilerini yapıyorlar. Ve benim her Pendik’liye bu anlamda kapım açık. Ben de söyleyeceklerimi söylüyorum, onlar da söyleyeceklerini söylüyorlar. Ne benim kimseye karşı bir ön yargım var, ne de Pendiklinin bana karşı bir önyargısı var. Sahada aktif bir şekilde çalışıyoruz. Pendik’te siyaset yapmaktan, Pendik’te belediye başkan adayı olmaktan, Pendik’e hizmet etmekten gayet mutluyum.”
